Birkaç kişi davet ettik. Umarım sakıncası yoktur. Kaç kişi? | Open Subtitles | ــ دعونا بعض الناس، لعلك لا تمانع ــ كم عددهم؟ |
Aradığında, yemeği daha yeni bitirmiştik. Umarım senin için sakıncası yoktur. | Open Subtitles | كنا ننتهي من تناول الطعام حين إتصلت أتمنى أنك لا تمانع. |
Mantomu almam gerekiyor, umarım sizin için bir sakıncası yoktur. | Open Subtitles | لا تمانعين لو توقفنا هنا لدقيقه لأحضر معطفي ؟ |
Not tutması için yanımda getirdim. sakıncası yoktur umarım. | Open Subtitles | لقد احضرتها لكي تدون ملاحظات.آمل ان لا تمانعي |
Birkaç kişiye haber verdim, umarım sakıncası yoktur. | Open Subtitles | بالمناسبه , ارجو ان لاتمانع , ولكني أخبرت بعض الناس |
Ben, orada oldu havlu biri kullanılır sakıncası yoktur umarım. | Open Subtitles | كنت واحدة من المناشف التي تم في هناك، ونأمل أن لا مانع. |
Senin müsveddelerini buldum ve okudum. Umarım sakıncası yoktur. Kitabımın mı? | Open Subtitles | لقد وجدت بعض مخطوطاتك وقراتها , أرجو ألا تمانعى ذلك |
Ben yanıtlama sakıncası yoktur umarım bir kaç soru, Sayın Delgros. | Open Subtitles | ارجو أن لا تمانع بالاجابة على بضع اسئلة يا سيد ديلاغروس |
Umarım sakıncası yoktur, balıklar başlarıyla servis edilirler burada. | Open Subtitles | أتمنّى بأنّك لا تمانع. أعتقد بأنهم يجب أن يقدموا مع الرأس. |
Başka bir şey daha yoksa gitmemin bir sakıncası yoktur umarım! | Open Subtitles | إذا لم يكن هناك أي شيء آخر، ي 'الل لا تمانع في أن ترك، أليس كذلك؟ |
Umarım ben kitap okurken sessiz olmanın sakıncası yoktur. | Open Subtitles | آمل أن لا تمانع أن تبقى هادئاً بينما أكمل قراءتي |
Umarım etrafa bakmamızın sakıncası yoktur. | Open Subtitles | أرجو أن لا تمانع لنا نلقي نظرة على الأنحاء. |
Umarım kısa bir süreliğine sana katılmamın sakıncası yoktur. | Open Subtitles | أأمل أن لا تمانع إذا إنضممت إليك لقليلمنالوقت. |
sakıncası yoktur umarım | Open Subtitles | آمل بأنِك لا تمانعين آمل بأنِك لا تمانعين |
Yanımda misafilerim var, umarım derse katıImalarının bir sakıncası yoktur. | Open Subtitles | لدي بعض الزوار هنا معي وأعتقد أنِك لا تمانعين أن يحضروا مع الصف |
Umarım sakıncası yoktur, susamış bir kaç arkadaşımı da getirdim. | Open Subtitles | أرجو ان لا تمانعي بأحضاري .لبعض الأصدقاء العطشى |
Umarım bir sakıncası yoktur. | Open Subtitles | ـ وجدت بعض الصور ارجو ان لاتمانع ـ لا لا |
Umarım telefonuna mesaj bırakmamın sakıncası yoktur ama biraz sersemledim. | Open Subtitles | أرجو أن لا مانع لي ترك رسالة على الخليوي الخاص بك، ولكن، أيضا، كنت قليلا من مخدر، |
Oh, tagged ileri bir kaç arkadaş, sakıncası yoktur umarım. | Open Subtitles | آمل ألا تمانعى ، لقد جاءت بعض الصديقات معنا |
- Umarım kitap fikrini Chicago'da yayınevi sahibi eski bir dostuma bahsetmemin senin için bir sakıncası yoktur. | Open Subtitles | ، آمل أن لا تُمانعي لكن أنا مررتُ فكرة كتابٌكِ لصديقُ لي في دار نشر في شيكاغو ويبدو أنه مهتمُ جدا |
Hayatım, umarım kazağını ödünç almamın bir sakıncası yoktur. | Open Subtitles | العزيز، أَتمنّى بأنّك لا تَتدبّرُ إقتراضي بلوزكَ. |
- Sen olduğunu tahmin ettim. - Umarım sakıncası yoktur. | Open Subtitles | ـ لقد توقعتُ إنّك ستفعل ذلك ـ أمل، إنّك لا تُمانع |
Duş aldım, sakıncası yoktur umarım. | Open Subtitles | فهمت, فهمت أأمل انك لاتمانعي انا... |
Aslında, eğer detayları hatırlamıyorsan eleştirini silmenin bir sakıncası yoktur o zaman. | Open Subtitles | في الحقيقه اذا لا تستطيع تذكر التفاصيل عندها لن تمانع مسح تقييمك |
Umarım eve erken gitmemin sizce bir sakıncası yoktur. | Open Subtitles | اتمنى يا شباب ان لا تمانعوا علي ان اصل الى البيت مبكرا |
Umarım direk dalmış olmamızın sakıncası yoktur. | Open Subtitles | آمل أنكِ لا تُمانعين في قدومنا إلى هُنا |
Umarım yanına oturmamın sakıncası yoktur. | Open Subtitles | هل هل عند مانع إذا جلست هنا معك ؟ |
Sen benim işime karıştığına göre, benim de senin işine karışmamın sakıncası yoktur herhalde. | Open Subtitles | لطالما تدخلت في شئوني فلن تمانع لو تدخلت في شئونك |