"sakinleştirmeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • تهدئة
        
    • تهدئته
        
    • لتهدئة
        
    • تهدأتكَ
        
    • تهدأتها
        
    • تهدئتك
        
    • تهدئتها
        
    • يهدئها
        
    Basgitar çalan biri öğretmişti bunu. Kendimi sakinleştirmeye çalışıyorum, adamım. Open Subtitles لقد أثرتَ الرعب بي أحاول تهدئة نفسي ، يا رجل
    Vali Willy Brandt eğer bariyerlere saldırırlarsa, kan döküleceği endişesiyle kalabalığı sakinleştirmeye çalıştı. Open Subtitles حاول العمدة فيلي ،برانت تهدئة الحشود فقد خشى من أن تسفك دمائهم إذا ما هاجموا الحواجز
    O yalnızca kendini sakinleştirmeye çalışıyordu, ve şu şarkıyı söylüyordu. Open Subtitles كان محزناً للغاية كانت تحاول تهدئة نفسها واستمرت في غناء هذه الأغنية
    Onu sakinleştirmeye çalışıyor, bu sayede yatıştırıcılar etkisini daha çabuk gösterecek. Open Subtitles إنها تحاول تهدئته حتى لا يقوم بحرق المسكن.
    Jill sakinleşmek için hapları kullanıyordu, ama kaynanasını sakinleştirmeye karar verdi, ve herkesi mutlu etmeye tabii. Open Subtitles جيل " تأخذ بعض الأقراص لتهدئة نفسها " وتقرر تهدئة حماتها بدل ذلك وتجعل الجميع سعداء
    Korkmuştun ve kafan karışmıştı. Seni sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtın. Open Subtitles ثمفجأةخسرتذاكرتكَ،كنت خائفاًومشوشاً، حاولنا تهدأتكَ ، لكن ذهب بعيداً.
    Dışarı çıkacağım ve bu olay daha fazla kontrolden çıkmadan onunla konuşup sakinleştirmeye çalışacağım. Open Subtitles واحاول تهدأتها قبل قبل ان يخرج هذا عن السيطرة
    - Sadece seni sakinleştirmeye çalışıyordum. Open Subtitles كنت أحاول تهدئتك فحسب
    Eğer dün gece olsaydı, hâlâ hamile eski karımla olurdum ve onu bir sandalye ve kırbaç kullanarak sakinleştirmeye çalışıyor olurdum. Open Subtitles لو كانت ليلة أمس لكنت مازلت مع طليقتي الحامل أحاول تهدئتها مستخدماً كرسياً وسوطاً لأني صدّق أو لاتصدّق
    Bu da Peter Garvin'in onu sakinleştirmeye çalıştığı, onun ise şarabı üstüne attığı zamanın üstünden 1 saat geçmeden sonra mıydı? Open Subtitles وكان هذا بعد أقل من ساعة بعد أن حاول (بيتر جارفن) أن يهدئها وألقت النبيذ عليه؟
    bebeği sakinleştirmeye çalışıyorum ama belli ki doğru enstrümanım yok. Open Subtitles .. أحاول تهدئة الطفلة ولكن يبدو أنني لا أمتلك الوسائل الصحيحة لذلك
    Leydi Hazretleri oradaydı ve yeni sahibi sakinleştirmeye çalıştı... Open Subtitles كانت سيادتها هناك وحاولت تهدئة المالك الجديد
    Sürekli güneş gözlüğü takan adam oradaydı, Mariah'yı sakinleştirmeye çalışıyordu. Open Subtitles الرجل الذي يلبس النظارات الشمسية دائماً. كان هناك, يحاول تهدئة"مارايا".
    Tüm gün kızgın insanları sakinleştirmeye çalıştığım eski işimden sonra burada olduğum için çok mutluyum. Open Subtitles بعد وظيفتي الأخيرة بينما كنت أحاول تهدئة الأفراد الغاضبة اليوم بأكمله فقط سعيدة لتواجدي هنا
    Bayan Wilson, Devlin'i sakinleştirmeye çalışıyor. Open Subtitles الآن, وبينما الآنسة "ولسون" تحاول تهدئة "دلفن"
    Babamı sakinleştirmeye çalışsak iyi olacak. Open Subtitles ربما علينا أن نحاول تهدئة أبي
    Partide ki herkes onu sakinleştirmeye çalışıyordu ama baban devam etti cidden üzerine yürüdü. Open Subtitles حاول الجميع تهدئته, ولكن أبوك استمر في ذلك لذا فويت أخذ مشروبًا
    Bir balina devrilmiş, yetkililer onu sakinleştirmeye çalışıyor. Open Subtitles هنالك جرثوم منقلب تحاول السلطات تهدئته
    Adam çok saldırgan. D'Angelo evde, onu sakinleştirmeye çalışıyor. Open Subtitles إنه عنيف للغاية, "دانجيلو" بالداخل يحاول تهدئته
    Bir atı sakinleştirmeye yetecek kadar var. Open Subtitles إنّه يكفي لتهدئة حصان.
    Bird seni sakinleştirmeye çalıştı ve sen onu vurdun. Open Subtitles حاول (بيرد) تهدأتكَ, لكنكَ أصبتهُ
    Ona söylemedim, onu sakinleştirmeye çalışmadım. Open Subtitles لم أحضنها لم احاول تهدأتها
    Seni sakinleştirmeye çalıştı. Open Subtitles بأنها حاولت تهدئتك
    sakinleştirmeye çalışıyorum. Open Subtitles انا أحاول تهدئتها إنها قلقه للغايه,
    Onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Open Subtitles كان يحاول ان يهدئها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more