İnsanlığın maddi rahatlığını denetledi, dünya sakinlerinin birbirlerine fiziksel, duygusal ve ruhsal olarak bağlı olmalarını sağladı. | TED | فلقد أشرفت على راحت البشر؛ وحرصت على ترابط سكان الأرض مع بعضهم البعض في الجسد والمشاعر والروح. |
Bölge sakinlerinin mezarlıkta toplanarak tanıdıklarından geriye kalanların ortadan kaldırılmasını istedikleri belirtildi. | Open Subtitles | سكان المنطقة عندهم على ما يقال إقتربت من المقبرة ليس هناك مشتبه بهم تحت الحراسة التحقيق فى القضية |
Ve zamanlar sakin bir yer olan... bu kasabanın sakinlerinin korkularını ancak tahmin edebiliriz. | Open Subtitles | البلدة أشبه بمنطقة حرب ونتخيل خوف واحباط سكان هذه البلدة الريفية |
Acı; tarihteki çevresel adaletsizliklerden kaynaklanıyor; mahalle sakinlerinin, zehirli atıklara yakın ve kelimenin tam anlamıyla pislik içinde yaşamalarına neden olan endüstriyel atıklardan. | TED | ألم من تاريخ الظلم البيئي التي تركت الكثير من المخلفات الصناعية في هذا الحي، وترك السكان يعيشون بالقرب من النفايات السامة وحرفياً، قذارة. |
Ada sakinlerinin büyük kısmı vatansever. | Open Subtitles | أغلب السكان على هذه الجزيرة هو من المحليين الوطنيين |
Buralar, benzeri olmayan Galapagos sakinlerinin yuvasıdır. | Open Subtitles | هم بيت إلى الأكثر سكّان غالاباغوس الغير محتملين - طيور النحام |
Willowbrook sakinlerinin sahte yardım derneklerine bağış yapmalarını sağlamak için sizi kullanıyorlardı. | Open Subtitles | لقد كانو يجعلوك تضغط على المقيمين في ويلوبروك ليتبرعو لحملاتهم الخيرية المزيفة |
Her ne kadar ulusal meteoroloji servisi böyle bir çağrı yapmasa da, ben Homstead sakinlerinin her şeye hazırlıklı olmasını öneririm. | Open Subtitles | ولكن بالرغم من أن المؤسسه العامه للطقس تقول بأننا سنكون أمنين هنا فإننى يجب ان أحذر كل مواطني الهومستيد |
Dünya'nın tüm sakinlerinin adına konuşmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تستعد لكى تتحدث بالنيابة عن كل سكان الأرض |
Birdenbire, Dogville'in diğer sakinlerinin de ihtiyaçları olmayan bir sürü şey olduğu çıktı ortaya. | Open Subtitles | في الحقيقة لقد أتضح أن هناك بعض الأشياء التي لا يحتاج أن يفعلوها سكان دوجفيل الأخرين. |
Dünya sakinlerinin yaşamını bu kadar kolayca riske eder miydiniz? | Open Subtitles | هل ستكون مبتهج لوضع سكان الأرض فى مخاطره ؟ |
Kent sakinlerinin yerleşimi bu kadar ileri bir noktaya taşımalarının sebebi bu kayaların bir hazineye gezegenin en değerli mücevherlerinden birine sahip olmasıdır. | Open Subtitles | سبب نزول سكان البلدة لهذا العمق لأن هذه الصخور ، تحتوي على كنز أحد أكثر الجواهر قيمة على سطح الكوكب |
Gümüş karınca, çöl sakinlerinin en dayanıklısı. | Open Subtitles | النمله الفضيه تعتبر الاكثر جرأه من جميع سكان الصحراء |
Sıcak su sakinlerinin çoğunun olduğu yerde kalmaktan başka seçeneği yok. | Open Subtitles | معظم سكان المياه الدافئه ليس لديهم خيار سوى البقاء |
Boş ve harap binaların bulunduğu, ilkel, vahşi bir bölge ayrıca Yarımada sakinlerinin ilkel yaşamları hakkında çok az bilgi mevcut. | Open Subtitles | وهي منطقة برية بدائية فارغةوبهامبانِمتهالكة.. ولا يعرف إلا القليل عن طبيعة سكان الجزيرة البدايين |
Buranın sakinlerinin bilmediği şey vampirlerin içeride olan biri tarafından davet edilmedikçe kapı eşiğinden geçemedikleri. | Open Subtitles | ما السكان هنا لا يدركون أن هولاء مصاصي الدماء لا يمكنهم عبور العتبة إلا إذا دعي بشخص من الداخل فعلاً |
O, ya 50 ayak yüksekliğinde tarih öncesi bir maymun ya da Maymun Adası sakinlerinin uydurduğu bir turist tuzağı. | Open Subtitles | أما أن يكون قرد بطول 50 قدم أو مسافر تم حبسه من قبل السكان الأصليون |
Neden Wyoming sakinlerinin işlerini elinden alıyorsunuz? | Open Subtitles | لمّ تأخذُ أعمالاً من سكّان وايومينغ" وتهبها للغرباء ؟" |
Shanghai sakinlerinin kişi başına elektrik tüketimi kırsal alanlarda yaşayanlardan 2 buçuk kat daha fazla. | Open Subtitles | شنغهاي استخدام اثنين من المقيمين والآن نصف المرة اكثر قوة للفرد من أبناء عمهم الريفيين |
Dünya'daki birçok kötürüm hastalığına son verebilir... bu gezegenin sakinlerinin kaybı olmamalı. | Open Subtitles | يمكن أن تنهي العديد من الأمراض هنا على الأرض... يجب ألا تضيع لأجل مواطني هذا الكوكب. |