"saks" - Translation from Turkish to Arabic

    • ساكس
        
    • بابس
        
    O kurdeleyi de Sarah Halam Saks, New York'tan getirmişti. Open Subtitles والتي جلبتها لي العمة سارة من ساكس في مدينة نيويورك
    Yemek yedim ve biraz iş yaptım... ve "Saks Fifth Avenue" ile devasa bir anlaşma yaptım. Open Subtitles ..أَكلت وعملتقليلاً. وأبرمت صفقة عملاقة مع شركه ساكس الخامس.
    Neiman Marcus, Saks Barney's de bir ayda 10.000 dolar harcamış. Open Subtitles تصرف 10,000 دولار في الشهر في بارني ، نيمان ماركوس ، ساكس
    Daha yeni Saks'tan aldım ama renkten emin değilim. Open Subtitles فقط اشتراها في ساكس و أنا لست متأكدا من أنه هو لون بلدي.
    Bu toplantı için bir Saks daha uygun olurdu. Open Subtitles من أجل هذا اللقاء الـ"بابس" قد يكون أفضل
    Beni yıllar önce hastaneye yatırılan deli kadından koruyan o duvar, Elyn, Profesör Saks, dağıldı ve harap oldu. TED الحائط الذي أعاقني. ايلن، الأستاذة ساكس عن تلك المرأة المجنونة في المستشفى من سنين مضت حائط مهدم و في انهيار. "
    Saks'tan bir Winona çalmak üzereyken güvenlik tarafından yakalanmış. Open Subtitles لقد أوقفت من قبل الأمن عند "ساكس" تحاول سحب "وينونا"
    Saks'ta bir günde senin bir yılda kazandığın kadar kazanıyor. Open Subtitles إنّها تجني أكثر في اليوم في جادة "ساكس" أكثر مما تجنيه أنت في السنة
    Saat 16:10'da Saks temsilcileriyle toplantım var ve kokunun üzerimde kalmayacağını ümit ediyorum. Open Subtitles أعقد أجتماعاً "بجميع فئات الممثلين أبتداءً بـ "ساكس أنا تمنيتُ هذا لأجلك لا علاقةُ لي بذلك
    Saks hakkında tek bildiğim, annem oradan alışveriş yapıyor. Open Subtitles كل ما أعرفه عن ال "ساكس" أن أمي تتسوق هناك *ساكس: محلات للتسوق و شراء الملابس *
    Louise Brooks, sessiz sinemanın yıldızı, 30'ların başında Hollywood'dan kovulmuş, sonunda Saks Fifth Avenue'da satış elemanı olmuş. Open Subtitles لويز بروكس، نجمة الشاشة الصامتة، حظرت على نحو فعال من هوليوود في وقت مبكر بالثلاثينيات، انتهى بها المطاف تعمل بائعة في محلات ساكس فيفث أفنيو
    Saks olarak bilinir. Open Subtitles "سوكسانمونثونيوم كلوريد" المعروف بـ"ساكس"
    Ama her seferinde kendimi Saks'ta buluyorum. Open Subtitles لكن دومًا ينتهي المطاف بي في متجر "ساكس".
    41,5 saatimi Saks'ta geçirdim. Open Subtitles قضيت أربعة ساعات ونصف في ساكس.
    Köşede Saks yok muydu? Open Subtitles أليست محلات ساكس قريبة من هُنا؟
    Şehirdeki evleri bugün Saks Fifth Avenue mağazası oldu. Open Subtitles تحول المنزل الفخم إلى ساكس فيفث أفنيو (شارع مشهور بالمحلات)
    Saks Beşinci Cadde ! Open Subtitles ساكس فيفث افينيو
    - New York'tanmış. Saks'dan dı değil mi? - Evet. Open Subtitles هل هي من ساكس فيفث افينو ؟
    Bir klept-o-manyak. Annen Saks'tan alışveriş yapıyor. Open Subtitles في مكتب الأمن أمّك تتسوق في "ساكس"
    Bu Saks'dan. Bu da Macy'den. Open Subtitles هذه من ساكس وهذه من ميسي
    Bu toplantı için bir Saks daha uygun olurdu. Open Subtitles من أجل هذا اللقاء الـ"بابس" قد يكون أفضل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more