Tüm davalıların hemen salıverilmesini talep ediyorum. | Open Subtitles | أود أن أطلب الإفراج الفوري عن كل المتهمين |
Sizin göreviniz, rehinelerin güvenli bir şekilde salıverilmesini sağlamak. | Open Subtitles | مهمتكم هي تأمين الإفراج عن الرهائن. |
salıverilmesini kolaylaştıracağım. | Open Subtitles | سوف أسهّل الإفراج عنه. |
Mahkemeden müvekkilimin şartlı salıverilmesini talep ediyorum. | Open Subtitles | أطلب من المحكة أن تسمح لموكلي بذلك تحت إطلاق سراح مراقب من الولاية |
Sizin göreviniz, Rama'yı Kosova'ya götürmek ve rehinelerinin sağ salim salıverilmesini sağlamak. | Open Subtitles | مهمتكم أن تأخذوا "راما" إلى كوسوفو و تأمنوا إطلاق سراح الأسرى |
Yarım saat önceki Beyaz Saray açıklamasına göre eski başkan Finnegan gazetecilerin salıverilmesini pazarlık etmek için özel temsilci olarak gidiyor. | Open Subtitles | منذ ثلاثون دقيقة أعلن البيت الأبيض أن الرئيس السابق "فينجان" سيكون مبعوث خاص كي يتفاوض على إطلاق سراح الصحافيان |
Anya'nın salıverilmesini istiyorum. | Open Subtitles | أنا أريد الإفراج عن "آنيا". |
Sizinle aynı şeyi, Bay Corrigan'ın salıverilmesini. | Open Subtitles | الهدف ذاته الذي تنشدين: إطلاق سراح السيد (كوريغان) |
Ölü bir süvari kılığında Danları ziyaret edip Guthred'in salıverilmesini sağladım ve kutsal bir azizin kalıntıları üzerinde kral olarak taç giydirildi. | Open Subtitles | دخلت إلى الدنمركيين وأنا تخفي بهيئة الفارس الميت، وتأكدت من إطلاق سراح (غوثريد) "وبما تبقى من جسد قديسِ مبارك، تم تتويجه ملكاً" |