Hiçbir şey yapmadan burada durup, cadıların saldırmasını bekleyemeyiz. Haklı. | Open Subtitles | لا يمكننا الإنتظار هنا بكل بساطة وإنتظار مهاجمة السحرة لنا |
peki şefinizin ingiliz anahtarıyla ekip üyelerine saldırmasını nasıl açıklıyorsunuz? ! | Open Subtitles | وكيف تفسر مهاجمة القائد للجنود بمفتاح براغي ؟ |
Eğer uyuşturucu değilse ingiliz anahtarıyla ekip arkadaşlarına saldırmasını nasıl açıklayacaksın? | Open Subtitles | لانه إذا لم يكن سببه الكوكايين فكيف تفسر مهاجمة عدداً من الجنود وضابطين بمفتاح براغي ؟ |
Öylece oturup kurtun bize saldırmasını beklemeyeceğim. | Open Subtitles | حسناً , أنا لن أبقى جالسة هنا و أنتظر أن يهاجمنا الذئب |
Bizi o lanet ölüm kampına götürdü sonra saklanıp o şeyin bize saldırmasını bekledi. | Open Subtitles | لقد جعلنا نصل إلى هذا الطريق المسدود. و أنتظر ذلك الشيء لكي يهاجمنا. |
Eğer haberim Diş Perisi'nin Graham'a saldırmasını sağlar... siz de onu yakalarsanız, özel haber yapmak isterim. | Open Subtitles | وإذا ما أدت قصتي إلى الإيقاع بجني السنة أو جعله يحاول مهاجمة جراهام و تمكنتم من إلقاء القبض عليه فسوف أحصل على تغطية استثنائية |
Amerika'nın kendine saldırmasını durdurmak istiyorsak önce birbirimize saldırmayı bırakmamız gerek. Yani susun ve çocukluğu bırakın çünkü o füze fırlatılmadan önce 110 denizciyi ve 10.000 insanı kurtarmak için yaklaşık bir dakikamız kaldı. | Open Subtitles | إذا أردنا منع أمريكا من الهجوم على نفسها علينا التوقف عن مهاجمة بعضنا لذا إخرس وأنضج لأنه لدينا حوالي دقيقة لإنقاذ 110 بحار وأكثر من 10,000 شخص قبل إطلاق الصاروخ |
Angel, silahlar onların köylere saldırmasını durdurmayacaktır. | Open Subtitles | آنجل)، حمولة واحدة من الأسلحة) لن تمنعهم من مهاجمة القرى |
Mardon'un polis merkezine saldırmasını engelleyemezdin. | Open Subtitles | ما كنت لتستطيع إيقاف (ماردون) من مهاجمة مركز الشرطة |
Nessa, Profesör'ün bize saldırmasını sağladı. | Open Subtitles | جعلت البروفيسور يهاجمنا |