| Civar mahalin camları sallanmaya başlamış fakat kendisi, merkez üssünde bulunduğundan olup bitenleri laboratuvarına birkaç polis gelene kadar fark etmemişti. | Open Subtitles | والنوافذ بدأت تهتز في المنطقه وهو , في مركز الزلزال لم يلاحظ اي شئ حتي اتي احد افراد الشرطه يطرق بابه |
| Tüm oda sallanmaya başladı, ve Henry kapı aralığında güvende olmama çalışıyordu. | Open Subtitles | بدأت الغرفة بكاملها تهتز وحرص (هنري) على أن أكون بأمان في المدخل |
| Ev sallanmaya başladığında, babam astımı yüzünden bayılmıştı.. | Open Subtitles | عندما بدأ البيت بالإهتزاز وأبي أغمى عليه بسبب الربو |
| Sandalyeye çıkmıştı. Birden her şey sallanmaya başladı. | Open Subtitles | كانت واقفة على المقعد، وبدأ كل شئ بالإهتزاز |
| Birdenbire, iki yeşil toz bulutu ortaya çıktı ve duvarlar sallanmaya başladı. | TED | وفجأة انطلق منه خطان رفيعان من دخانٍ أخضر وبدأت الجدران بالاهتزاز |
| Dün Savaşan Adamlar sallanmaya başladı ve bir çocuğu kafasının üzerine düşürdü. | Open Subtitles | لعبة رجل الحرب بدات بالاهتزاز امس وأسقطت ولد على راسه |
| Sandalye ileri geri sallanmaya devam ediyor. | Open Subtitles | يظل الكرسي يهتز إلى الامام والخـلف |
| - Belki Mak'ın tembellik yapası gelmiştir. - Beşik kendi kendine sallanmaya başladı. | Open Subtitles | ربما ناك كسولة ولكني رأيت السرير يتأرجح لوحده |
| Her şey sallanmaya başladı. | Open Subtitles | الأشيـاء كانت تهتز في البدايـة |
| Kamera sallanmaya başlar. | Open Subtitles | بدأت الكاميرا تهتز |
| Yer sallanmaya başladı! | Open Subtitles | بدأت الارض تهتز! |
| Etraf sallanmaya başladığında kendime geldim. | Open Subtitles | عُدت للوعي عندما بدأت الأرض بالإهتزاز |
| 5. sembole kadar geldik ve bütün oda sallanmaya başladı. | Open Subtitles | وصلنا الى إدخال المفتاح الخامس وبدأت الغرفة بالاهتزاز |
| Motor sallanmaya başlarsa sadece yana kay ve motora tam gaz ver. | Open Subtitles | واذا بدا المحرك بالاهتزاز فقط اهبطي |
| - sallanmaya, inlemeye başlıyor. | Open Subtitles | تبدأ بالاهتزاز و النخور |
| Ve aniden herşey sallanmaya başladı. | Open Subtitles | وفجأة كل شىء بدأ يهتز. |
| Zaten sallanmaya başlamıştı ve düşecekti. | Open Subtitles | لقد كان يهتز وكان سيسقط |
| Yâni, sallanmaya devam ediyor olmamız komik ileri ve geri, ileri ve geri, ileri ve geri, bir babannenin saati gibi... | Open Subtitles | أعني، من المضحك كم ..يظل الأمر يتأرجح بنا ،يمين وشِمال، يمين وشِمال يمين وشِمال ..كساعة جدّي |
| Ağaçta sallanmaya yakışanlar. | Open Subtitles | # فالأفضل لة ان يتأرجح على الأشجار # |
| O ise onu rüzgarda sallanmaya bırakıyor. | Open Subtitles | وتركته يتأرجح في مهب الريح |