Dinlenemem, çünkü senin çocuğun saçma sapan müziğini benim salonumda çalmakla meşgul. | Open Subtitles | لا يمكنني الإسترخاء لأن طفلتك اللعينة تعزف موسيقى الشيطان في غرفة معيشتي |
Buda Tyrannosaurus rex'in salonumda nasıl durduğu. | TED | الأن، هكذا يبدو تيراصور رِكس داخل غرفة معيشتي. |
Üçünüz gelip, salonumda köpek dışkısı yakabilirsiniz. | Open Subtitles | ويمكنكم أنتم الثلاثة إشعال النار في قذارة الكلاب على أرضية غرفة معيشتي |
Seni bir daha salonumda görürsem hapsi boylarsın. | Open Subtitles | إن رأيتك مجدداً في قاعة محكمتي سترسل للجيش. |
Spor salonumda küçük bir mızmızcı kokusu alıyorum. | Open Subtitles | إنها رائحة حقير في مركزي الرياضي |
Geçen gece işten eve döndüğümde salonumda beni ezmek isteyen bir araba vardı. | Open Subtitles | عندما رجعت للبيت من العمل ليلة أمس كانت هناك سيارة في غرفة جلوسي تحاول سحقي |
Pekâlâ, kimsenin mahkeme salonumda vurmasını istemiyorum. | Open Subtitles | حسناً ، في حقيقة الأمر ، أنا لا أريد أن يقوم أي شخص بالطرق في محكمتي |
Herkesin öfkeli olduğunu biliyorum ama mahkeme salonumda hiçbir saçmalığa müsamaha göstermeyeceğimi önden söyleyeyim. | Open Subtitles | والآن أعلم بأن المزاج كان يتزايد لكنني أخبركم الآن بأنني لن أتساهل مع أي تفاهة في قاعتي |
Ama bu salonumda bulunan cesedin üstünde asılıydı. | Open Subtitles | لكنّ هذا كان معلّقًا على الجثّة التي وُجدت في صالتي الرياضية. |
salonumda bundan bir tane var. Kimsiniz? | Open Subtitles | إن لدي مثله في غرفة معيشتي من انتم؟ |
Jack burda mi? Evet, ve 20 sene sonra ilk bulusmanizin benim salonumda olmasi iyi fikir degil. Kendi annemen kirmizi sarap lekelerini halıdan silmek zaten yeterince zor. | Open Subtitles | أجل ,من الأفضل ألا تلتقيا لأول مرة بعد 20 سنة في غرفة معيشتي إزالة بقعة النبيذ أمي من السجاد صعب بما فيه الكفاية لا مشاكل بيننا |
Bu cesedi bir kaç saat önce mutfağımdan alınan bir bıçakla öldürülmüş vaziyette salonumda buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت هذه الجثّة قبل بضع ساعات في غرفة معيشتي... مطعونة حتى الموت بسكين من مطبخي. |
salonumda uyuyan komple bir yabancı var. | TED | "هناك رجلٌ غريبٌ ينام في غرفة معيشتي!" |
Hunter, bir kızla sevişti, bebeği oldu ve şimdi de benim salonumda. | Open Subtitles | والآن هو في غرفة معيشتي |
Annem salonumda uyuyor. | Open Subtitles | أمي تعيش في غرفة معيشتي |
O zaman edin... sokaklarda ve benim mahkeme salonumda. | Open Subtitles | إذن إفعل ذلك... في الشارع وهنا في قاعة المحكمة |
- Onur salonumda kafes istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد القفص في قاعة بلدي الشرف! |
Spor salonumda küçük bir mızmızcı kokusu alıyorum. | Open Subtitles | إنها رائحة حقير في مركزي الرياضي |
Birisi çıplak olarak kar içinde ay'a havlar... diğeri ise ayni şeyi benim salonumda yapar. | Open Subtitles | الغبي الذي يتعرى ويركض في الثلج وينبح على القمر و.. الغبي الذي يقوم بالامر ذاته في غرفة جلوسي |
Mahkeme salonumda o şekilde konuşmaktan kaçınmanızı rica edeceğim. | Open Subtitles | سأطلب منك الترفع عن استخدام هذه العبارات في محكمتي |
Üç hafta sonra kendi salonumda özel bir sınav düzenleyeceğim. | Open Subtitles | ...خلال ثلاثة أسابيع سأقيم إختباراً خاصاً في قاعتي |
Tommy benim salonumda çalışıyordu. | Open Subtitles | يتدرب تومي في صالتي الرياضية, |