| Çıkarırken, bir iki damla salyanı onun sırtına doğru damlatırsın. | Open Subtitles | وأثناء ذلك تدع لعابك يسيل على مؤخرتها |
| Sen de kütük gibi durup, salyanı akıtıyorsun. | Open Subtitles | أنت تقف هناك ويسيل لعابك |
| Senin salyanı benimkiyle karıştıyorum. | Open Subtitles | أمزجها مع لعابك |
| Hey! Deriye salyanı akıtma demedim mi? | Open Subtitles | ما الذي قلته لك عن منع سيل اللعاب على الجلد. |
| Damadın üstüne salyanı akıtabilirsin. | Open Subtitles | ربما الأن سال اللعاب على العريس |
| - Arabaya salyanı akıtmayaya çalış Nicky. | Open Subtitles | حاول أن لا يسال لعابك على السيارة يا (نيكي). |
| Haydi, Earl, akıt salyanı. | Open Subtitles | هيّا (إيرل)، فليسل لعابك |
| - Yemeğe salyanı akıtma! | Open Subtitles | لا تسيل لعابك ! |