"sammi" - Translation from Turkish to Arabic

    • سامي
        
    • ساميّ
        
    Sammi Tyler, kıdemli uçuş görevlisi, işe ilk aldığım kişiydi. Open Subtitles كبيرة المضيفات، سامي تايلر، كانت من أوائل الموظفات
    Sıkı pazarlık ediyorsun, Sammi. Open Subtitles أنت تساومين على أشياء صعبة يا سامي
    Sammi dün gece Alibi'da adamın birini ayarlayınca Chuckie'yi karavandan atmış. Open Subtitles (سامي)، تعرّفت على شخصٍ من الحانة وقامت بطرد (تشاكي) من شاحنتها
    Bunun için sana ihtiyacimiz var Sammi. Open Subtitles ولهذا نحن بحاجة إلى سامي
    - Psikopata bagladin Sammi! Open Subtitles إنكَ تتصرفين وكأنكِ مُختالةٌ , يا(ساميّ)! لو لمْ تخرجَ الآن،
    Kız arkadaşım Sammi erkek arkadaşı Ronni'den, o da kuzeni Pauly'den Bay Mandalay'in sunumunu duymuş. Open Subtitles صديقتي (سامي) سمعت من حبيبها (روني) الذين سمع من قريبه (بولي) حول خطاب السيّد (ماندالاي)
    "Jersey Shore" dizisindeki Sammi ile Ronnie gibiler. Open Subtitles إنهما شبيهان بـ(سامي) و(روني) في (شاطئ جيرسي)
    Ama Sammi, Ronnie'den evlilik öncesi anlaşma istemedi. Open Subtitles (سامي) لم يوقع شروط جزائية في عقد الزواج
    Koşan Ağaç, bu Frank'in kızı Sammi ve oğlu Chuck. Open Subtitles شجرة العائلة تستمر هذه إبنة (فرانك)، (سامي)
    Dinle, ben Sammi'yi takviye için Alibi'a götüreyim. Open Subtitles أسمع، ما رأيكَ أن أخذ (سامي) إلى الـ "آلبي" من أجل التعزيزات؟
    - Baba, Sammi küçükken onu hiç düşündün mü? Open Subtitles أبي، عندما كانت (سامي) صغيرة هل فكرت بشأنها؟
    - Sammi bunu doğru yapmam için son şans. Open Subtitles (سامي) فرصتي الأخيرة لأفعل ذلك بشكل صحيح
    - Sammi'yle birlikte Sheila'nın evinde. Open Subtitles إنها في بيت (شيلا) مع (سامي) -فيرونكا) )
    Sammi aradı. Frank yarın taburcu oluyormuş. Open Subtitles سامي) إتصلت) فرانك) سيخرج من المستشفى غداً)
    Sammi yardımına ihtiyacım var. Open Subtitles سامي, أريد مساعدتك
    Sammi ne zamandan beri Alibi'da takılıyor? Open Subtitles منذ متى و (سامي) تقضي وقتاً في "الآلبي"؟
    Sammi için bunu çok görmeyeceksin, değil mi? Open Subtitles لن تقوم بحرمان (سامي) من هذا، أليس كذلك؟
    Sammi ile Chuckie'nin bana ihtiyacı var. Sammi zaten berbat durumda. Open Subtitles (سامي) و (تشاكي) بحاجة إليّ و (سامي) في حال يرثى لها ..
    Monica'ylayken de Sammi'nin annesiyleyken de hissetmemiştim. Open Subtitles لم أشعر بذلك مع (مونيكا) ولا مع أمّ (سامي)
    Bana, çocuklara, hatta açıkçası Sammi sana da babalık yapmadı. Open Subtitles ليسَ أبًا لي, ولا لأطفالي وبصراحة, يا(سامي) ليسَ أبًا لكِ أيضًا.
    Sammi eşyalarını toplamaya geldiğinde, içeceğine uyku hapı atalım. Open Subtitles عندما تعودُ (ساميّ)لكيّ تضع بقيّة أغراضها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more