Sana anlatmadığım çok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء التي لم أخبرك بها. |
Sana anlatmadığım birşey var... çünkü bana inanmayacağını düşünüyordum ve artık beni sevmeyeceğini, yani... | Open Subtitles | لم أخبرك بشيء لأنني لم أعتقد بأنكِ ستصدقينني ولم أعتقد بأنكِ ستظلي معجبة بي بعد الآن .. لذا |
Sana anlatmadığım ve geç anlattığım için hatalıyım... ve muhtemelen hatalıyım dediğim için de hatalıyım. | Open Subtitles | كنت مخطئه بإخبارك ومخطئه لأني لم أخبرك ومن المحتمل أني مخطئه لقول أني مخطئه |
Tamam Doug, demek istediğini anladım. Sana anlatmadığım için özür dilerim. | Open Subtitles | حسنا دوغ أنا آسفت لأني لم أخبرك عن أي شيء. |
Geçmişimde Sana anlatmadığım şeyler var. | Open Subtitles | فإذاً ما الذي يضايقك؟ ثمة أشياء حول ماضيّ لم أخبرك بها |
Sana anlatmadığım çok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير مما يجري الآن لم أخبرك بشأنه. |
Şey, Sana anlatmadığım bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيئا لم أخبرك به |
Sana anlatmadığım bazı şeyler var. | Open Subtitles | هناك أشياء لم أخبرك عنها |
Sana anlatmadığım için üzgünüm. Çok istedim. | Open Subtitles | أنا آسف لم أخبرك , تمنيتُ ذلك |
Dinle Robbie, babama Sana anlatmadığım hiçbir şeyi söylemedim ve bu bence akıllıca bir fikir... | Open Subtitles | انظر، (روبي) لم أخبر والدنا بشئٍ لم أخبرك به حسنٌ، وأعتقد أنّها فكرةٌ ذكية لـ |
Sana anlatmadığım bir kısmı var. | Open Subtitles | ثمّة جزء لم أخبرك به. |
Sana anlatmadığım için üzgünüm. | Open Subtitles | و أنا آسفة أنني لم أخبرك بذلك |