"sana işkence" - Translation from Turkish to Arabic

    • بتعذيبك
        
    • تعذيبك
        
    • أعذبك
        
    • حيث إنه
        
    • أن يعذبوك
        
    • يعذّبك
        
    • يعذبك
        
    • عذبتك
        
    • عذبك
        
    • عذبوك
        
    • تعذيبكِ
        
    Oradayken tek dayanağım, günün birinde dışarı çıkıp sana işkence yapmanın hayaliydi. Open Subtitles كل ما كنت آمله هو أنني سأتسلق يوماً ما , و أنني سأقوم بتعذيبك
    Onlar aptal sorularıyla, akıl dondurucu beceriksizlikleriyle ve önemsiz duygusal problemleriyle sana işkence edecek olan zaman emici canavarlar ve vampirler. Open Subtitles لانهم مصاصي دماء وحوش مقرفة سيقومون بتعذيبك باسئلة غبية وبعقلياتهم عديمة الكفاءة
    sana işkence ettiklerini biliyorum ama onlara gerçeği söyle, Mark. Open Subtitles أعرف جيد بأنك تم تعذيبك ولكن أخبرهم بالحقيقة مارك.
    sana işkence etmemi katlanılmaz acılar vermemi istiyorlar. Open Subtitles إنهم يريدون مني أن أعذبك. و أسبب لك ألماً لايطاق.
    Neden sana işkence etmesine izin verdin? Bunu bana önceden söyleyebilirdin. Open Subtitles لماذا سمحت بالإستمرار حيث إنه كان بإمكانك أنت تخبرني في اي وقت ؟
    - Galiba nerede oldukları önemli değil çünkü senin kadar sana işkence edemezlerdi! Open Subtitles أعتقد أنه لا يهم أين ذهبوا في الحقيقة لأن ليس في إمكانهم أن يعذبوك أكثر مما تفعله في نفسك
    O taşın içinde her ne yaşadıysan bir şekilde hâlâ sana işkence ediyor. Open Subtitles أيًّا يكُن ما كابدته في ذاك الحجر، فإنّه ما زال يعذّبك بطريقة ما.
    sana işkence yapmamızın nedeni seni konuşturmak değildi. Open Subtitles نحن لن نقوم بتعذيبك لأننا نريد منك أن تخبرنا شيئاً
    Baal sana işkence ediyor ve ben de öylece bekleyemezdim. Open Subtitles بال يقوم بتعذيبك و لن اقف لأتفرج
    Şeytan sana işkence etmekten büyük haz alacak. Hristiyanlar Tanrı için yaşar. Open Subtitles "سيستمتع الشيطان بتعذيبك" "مسيحيُ يعيش من أجل الله"
    İstediğin kadar şikayet et, bayan Walker, ...MSS'in sana işkence etmesi için uygun bir yer. Open Subtitles قومي بالتعليق عمّا تريدينه ، سيدة "وولكر" ولكن هذا المكان المتواضع حيث ستقوم الـ"ام.اس.اس" بتعذيبك فيه
    Bana istediğim şeyi verene kadar sana işkence ederim. Open Subtitles أظنني سأكتفي بتعذيبك ريثما تعطينني ما أحتاج!
    Devam etmeyeceğim. sana işkence yapmak hoşuma gitmiyor. Open Subtitles أنا لن أخوض في ذلك ثانية لم أحصل على أي متعة من تعذيبك
    Baal'ın sana işkence etmesini Oma'nın benim radyasyonumu iyileştirmesinden daha fazla engelleyemem, ama yükselmene yardımcı olabilirim. Open Subtitles لا يمكنني أن أمنع بال من تعذيبك ولا أن تعالج أوما طاقتي المشعة، ولكن يمكنني مساعدتك على الإرتقاء
    Susmaya devam edersen sana işkence etmekten başka şansım kalmayacak. Open Subtitles إذا استمريتي بإضاعة الوقت ليس لدي أي خيار آخر سوى تعذيبك
    Uzun saatler boyunca sana işkence yapacağım ve sonra bu yaşam tarzını isteyip istemediğini bana söyleyebilirsin. Open Subtitles سوف أعذبك لساعات طويلة قليلة... ثم بعدها تخبرينى... إذا كان هذا هو نمط الحياة التى تفضلينه
    O zaman pikniğe gitmiştik, şimdiyse ben sana işkence ediyorum. Open Subtitles ذهبنا في نزهة , والأن أنا أعذبك
    Neden sana işkence etmesine izin verdin? Bunu bana önceden söyleyebilirdin. Open Subtitles لماذا سمحت بالإستمرار حيث إنه كان بإمكانك أنت تخبرني في اي وقت ؟
    sana işkence edebilirler ve herşeyi söyletirler. Open Subtitles يمكنهم أن يعذبوك ويجعلوك تقول أي شيئ
    O taşın içinde her ne yaşadıysan bir şekilde hâlâ sana işkence ediyor. Open Subtitles أيًّا يكُن ما كابدته في ذاك الحجر، فإنّه ما زال يعذّبك بطريقة ما.
    Caleb, 12 senedir bu sana işkence ediyor. Open Subtitles كيلب ، لقد ظل هذا الأمر يعذبك منذ 12 عاماً
    Çiçekli elbiseli sürtüğün beynini yıkamakta kullandığı makineyle sana işkence etti. Open Subtitles لقد عذبتك مستخدمة الآلة ذاتها التي استخدمها لغسل مخ تلك السافلة ذات الثوب الزهري
    Şu an arkadaşın Mercier de Gottier'in sana işkence ettiği odada. Open Subtitles صديقك ميركير هناك عذبوه مثلما عذبك جوتير
    Suça tanıklık ettiğin için sana işkence ettiler. Open Subtitles لقد عذبوك على جريمة مختلقة وهي كونك شاهد ..
    Aynı şey değil. Babanın sana ihanet ettiğini düşünmen için sana işkence edilmişti. Open Subtitles الأمر ليس متماثلاً هنا تمّ تعذيبكِ دفعاًللظنبأنّوالدكِخانكم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more