Zamanı geldiğinde Carcassona'da durum kötüleşirse, nerede olduğunu sana söyleyeceğim. | Open Subtitles | عندما يحين الوقت لو سانت الآمور وجاء الغزاة, سأخبرك بمكانه |
Tıpkı bende olsaydı benim de sana söyleyeceğim gibi. | Open Subtitles | بالطبع . كما أننى كنت سأخبرك أيضاً إذا كنت حصلت عليه |
Kızının ve Bay Wilkes'in tam yerini sana söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأخبرك تماماَ أين يمكنك أن تجد السيد ويلكس وابنتك |
sana söyleyeceğim herşeyde, anlaşmayı ihlal kabul edecekler ve beni dava edecekler. | Open Subtitles | أي شي قد أقوله لك سيفترضون اني خرقت بنود عقدي و سيقاضوني |
Elbette, çok güzel. Fakat ben sana söyleyeceğim. | Open Subtitles | بالطبع لا، هذا أمر جيد ولكنني سأخبركِ بأسمي |
Dinle, sana söyleyeceğim bir şey var, bunun gerçekten önemli. | Open Subtitles | أستمع، لدي شيء لأقوله لك أنه مهم حقا |
Ne olduğunu ben sana söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأقول لكم ما حدث. |
sana söyleyeceğim şeylere alınmayacak kadar duyarlısındır umarım. | Open Subtitles | حسن تقدير كافي لكي يجعلك لا تستاء مما سأقوله لك |
sana söyleyeceğim, patron kim olursa olsun, para için değildi. | Open Subtitles | سأخبرك أمراً أيها الرئيس أياً كان من فعلها، فهو لم يأتِ طلباً للمال |
ne olduğunu sana söyleyeceğim gerçek şu ki ,siz ikiniz beni salak yaptınız bilmek istediğim,neden öyle yaptın ? | Open Subtitles | سأخبرك ماذا يحدث الحقيقة هي ، أنكما الإثنان جعلتما مني أحمقا كل ما أريد معرفته ، لماذا فعلت ذلك ؟ |
sana söyleyeceğim ama, kulağına fısıldamam gerek. | Open Subtitles | سأخبرك ولكن عليك أن تقتربى لأننى سأهمس به في أذُنك |
sana söyleyeceğim bazı şeyler var... ama seni uyarıyorum, o çok güçlüdür. | Open Subtitles | هناك شيء سأخبرك به و لكني أحذرك أنه قوي جداً |
sana söyleyeceğim bir şey var ama seni uyarıyorum, bu çok etkili. | Open Subtitles | هناك شيء سأخبرك به و لكني أحذرك أنه قوي جدا |
Onlar hikâye değil. Yaptığını söylediğin her şeyi yaptığından hiç şüphem yok. Ama hoşuna gitse de gitmese de o silahın ve sert görünüşün ardında neler gördüğümü sana söyleyeceğim. | Open Subtitles | لا أعنى أنها لم تحدث ولكن سأخبرك بما أرى بخلف هذا السلاح والواجهه |
Tüm gece uyumadan düşündüm, ve sana söyleyeceğim birşey var. | Open Subtitles | .. كنت أفكّر طوال الليل ولديّ شئ أقوله لك |
Toplantıdan önce sana söyleyeceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ليس لدي ما أقوله لك قبل انعقاد ذلك الاجتماع |
Dışarı çıkacağım ve sen demin söylediğin gibi söyleyeceksin ben de duyarsam sana söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأذهب للخارج , قوليها مرة أخرى كما قلتيها من قبل بالضبط وأنا سأخبركِ إذا سمعتُ أم لا |
sana söyleyeceğim bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد لدى أي شيء لأقوله لك |
sana söyleyeceğim sanki ♪ | Open Subtitles | ♪ سأقول لكم كما هي ♪ |
Hayır ama öğrencim olsaydı ona da şimdi sana söyleyeceğim şeyi söylerdim. | Open Subtitles | لا , ولكن لو كان طالبي , كنت سأقول له نفس الشيء الذي سأقوله لك الآن |
Bilgin olup olmadığını söyle. sana söyleyeceğim. | Open Subtitles | قل لى اذا كان لديك أى معلومات سأقول لك فى حينه |
sana söyleyeceğim şey, halka açıklanana kadar bu odada kalacak, anlıyor musun? | Open Subtitles | ما سأقوله لكِ لابد أن يبقى بهذه الغرفة حتى يتم الاعلان عنه، مفهوم؟ |
Dört gümüş, ayrıca karganın nerede saklandığını sana söyleyeceğim. | Open Subtitles | أربع قطع فضية وسأخبرك أيضاً أين يختبئ الغربان |
sana söyleyeceğim, ama bana gülmeyeceksin, tamam mı? | Open Subtitles | لن أخبّئ عنك ذلك و لكن لا تضحك عليّ، اتفقنا ؟ |
Patron, sana söyleyeceğim o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | يا رئيس، عِنْدي الكثير لأخبرك به. |
Test kaydına girmeden önce, sana söyleyeceğim birkaç nokta var. | Open Subtitles | و قبل أن تبدأ بنسخة الاختبار هذه لدي بضع كلمات لك |
sana söyleyeceğim, nasıl iyi hissediyorum. | Open Subtitles | جئتك لأقول كم أشعر بها الان |
sana söyleyeceğim, ve sen buna inanamayacaksın. | Open Subtitles | , سأقول لكِ لكنكِ لن تصدقي الأمر ستظنين أنني اختلقت الأمر كله |
sana söyleyeceğim şey doktor-hasta arasında kalır, değil mi? | Open Subtitles | اي شئ اقوله لك سيكون ... كمعاملة الطبيب لمريضة السرية،صحيح؟ |