Bu şekilde mavi adam sarhoş olduğum için içeri düştüğümü sanacak. | Open Subtitles | بهذه الطريقة, سيعتقد الرجل الأزرق أنك قبضت عليّ لاسرافي في الشرب |
Herkes yanlışlıkla patlayan bir Amerikan bombası sanacak. | Open Subtitles | الكل سيعتقد أنها قنبله أمريكيه انفجرت لا إرادياً |
Beyaz saçlı adamın çocuğunu izlediğini sanacak ve ona ulaşmak zorunda kalacak. | Open Subtitles | سيظن أن الرجل الأشيب الشعر يتجسس على ابنه وسيضطر إلى اللقاء به. |
Duyan da aylardır görüşmediğimizi sanacak. Cenaze töreninin ertesi günü birlikteydik. | Open Subtitles | سيظن من يسمعك أنى لم أقابله منذ شهور فقد تناولنا الغداء معاً فى اليوم التالى للجنازه |
Telefon hattında arıza olduğunu sanacak. | Open Subtitles | ستظن أنه خطأ في الاتصال الهاتفي وستعاود الاتصال |
Eski Yüce ölmüş olacak da ondan ya da en azından o öyle sanacak. | Open Subtitles | لأن السامية القديمة ستكون ميتة أو على الأقل كما ستعتقد |
İnsanlar televizyonlarının bozulduğunu sanacak. Ve koltuklarından kalkacaklar, televizyonlarının ayarlarıyla oynayacaklar. | Open Subtitles | سيكون ذلك رائعاً الناس سيعتقدون أن تلفازهم معطل |
Beş Paralık, Meksika'ya kaçtığımızı sanacak. | Open Subtitles | ولا سيعتقد تو بيت اننا هربنا الى المكسيك |
Herkes senin öldüğünü sanacak. kimse seni bir daha aramayacak. | Open Subtitles | الجميع سيعتقد أنك ميت لا أحد سيبحث عنك أبدا |
Bunu geliştirince insanlar seni yunus sanacak. | Open Subtitles | حسنا، لا بأس بهذا سوف تتحكم بهذا مع قوتك و سيعتقد الناس انك دولفين |
O dinozor yumurtadan çıkarsa insanlar benim tarih öncesi bir kuş olduğumu sanacak. | Open Subtitles | ,لو كانت حاضنة بيوض الديناصور سيعتقد الناس أني طير من طيور نبلاء ما قبل التاريخ |
Bu son numarası, gören de ilgiden çok hoşlandığını sanacak. | Open Subtitles | إنها آخر حيله، أي شخص سيظن أنه يحب جذب الإنتباه... |
- Herkes birlikte olduğumuzu sanacak. | Open Subtitles | بالخامسة و النصف صباحاً؟ سيظن الجميع أننا أقمنا علاقة |
Herkes parayı çalıp, kuyuyu havaya uçurmaya çalıştığını ama onun yerine erken bir patlama olduğunu sanacak. | Open Subtitles | سيظن الجميع بأنه سرق المال محاولاَ نسف المكان والحفرة خلفه ولكن لكنه تفجير سابق لأوانه |
Böyle konuşma. Kız çocuğu alkolik sanacak, senin genlerini aldı diye. | Open Subtitles | لا تقول هذا , ستظن الآن أنه مدمن للكحول لأنه يملك نفس جيناتك |
Annem bu notu okuduğunda bugün öğleden beri orada olduğumuzu sanacak. | Open Subtitles | عندما تقرأ أمي هذه الملاحظة ستظن أننا كنا هناك منذ ظهر اليوم |
Tuhaf tiplerden sanacak bizi. | Open Subtitles | هي ستظن بأننا غريبي الأطوار مرحبا , هل يمكنني مساعدتكم ؟ |
Adalet Bakanlığı, iltimas geçiyoruz sanacak. | Open Subtitles | ستعتقد وزارة العدل أننا نقوم بالمحاباة هنا. |
Ama eğer ona ikinci ailemden bahsedersem onunla LA'e gitme sebebimin, San Diego'da Gail ile olabilmek olduğunu sanacak ki bu da beni, onun duygularıyla oynamış biri yapacak. | Open Subtitles | لكن إن أخبرتها عن عائلتي الثانية ستعتقد أنّي أجبرها على العيش في لوس أنجلوس حتّى أكون قريبا من غيل في سان دييغو |
O gece yaptığınız şeyi onayladığımı sanacak herkes. | Open Subtitles | الناس ستعتقد أنني وافقتُ على ما فعلتهُ تلكَ الليلة. |
Harika olacak. İnsanlar televizyonlarının bozulduğunu sanacak. | Open Subtitles | سيكون ذلك رائعاً الناس سيعتقدون أن تلفازهم معطل |
Bunu gördüğü zaman ödü bokuna karışacak. Senin psikopat sevgilin benden sonra onun peşine düştüğünü sanacak. | Open Subtitles | "سوف تذعر تماماً عندما تُشاهد هذا، ستظنّ أنّ حبيبتك المجنونة ستسعى وراءها تالياً." |
Evet, Partizanlar Zulu akınına uğradıklarını sanacak. | Open Subtitles | مؤيديهم سيظنون أن زولو قام بغزوهم |
Cumartesi kütüphanedeyim. Beni eski moda biri sanacak. | Open Subtitles | أننى فى المكتبه يوم السبت سوف تعتقد أنى مهوساً |
Çete ve mafya tanık koruma programına girdiğini sanacak. | Open Subtitles | والعصابة ستعتقدُ أنه ذهب لبرنامج حماية الشهود |