| Beyaz ışık olduğunu sanacaksın ama burada bulunma nedenim duyacağın son kelimeleri söylemek; beyaz ışık yok. | Open Subtitles | ستعتقد أنك ترى ضوء أبيض ولكن أنا هنا لأخبرك آخر كلمات ستسمعها أبداً |
| Kolun tavana çarpacakmış gibi sanacaksın. | Open Subtitles | ستعتقد أن ذراعك ستصطدم بالسقف |
| İki günlüğüne iyi olduğunu sanacaksın. | Open Subtitles | لمدة يومين ستعتقد انك بخير |
| Seni oraya götürdüğümde öldüğünü ve cennete geldiğini sanacaksın. | Open Subtitles | حين تذهبين إلى هناك، ستعتقدين أنك توفّيتِ وصعدتِ للجنّة |
| Kapağa Ayı Fozzie'yi koysalar onu seksi sanacaksın. | Open Subtitles | قد يضعون "الدب فوزي" على الغلاف و انت ستعتقدين بأنه مثير |
| Nane Diyarı'nda uyuduğunu sanacaksın. | Open Subtitles | ستشعرين كأنك تنامين في بلاد الحلوى |
| - sanacaksın. | Open Subtitles | ستعتقد ذلك |
| - Şey olduğumu sanacaksın. | Open Subtitles | - . . أنت ستعتقد أنني . |
| Delirdiğimi sanacaksın. | Open Subtitles | ستعتقدين أنني جننت |
| Nane Diyarı'nda uyuduğunu sanacaksın. | Open Subtitles | ستشعرين كأنك تنامين في بلاد الحلوى |