| Ve üstünden ona bakarsan tepesinde kocaman, sarı bir gülen yüz görürsün. | Open Subtitles | و إن أمكنك النظر إليه من أعلى سترى ابتسامه جميلة صفراء أعلاه |
| Kaldırımda büyük, sarı bir buzlu yer var. Neredeyse yere kapaklanacaktım. | Open Subtitles | هنالك بقعة صفراء من الجليد على قارعة الطريق، كدت أقع بسببها |
| sarı bir arabayı bulması kolay olur sanırsın bir de. | Open Subtitles | يظنّ المرء أنّ العثور على آلة صفراء كبيرة سيكون أسهل |
| Yarın sarı bir not defterinin arkasına sessizce oturup sana manevi destek vereceğim. | Open Subtitles | سأكون هناك اليوم لأقدم بعض الدعم المعنوي الصامت من خلف مدونة ورقيّة صفراء |
| Potsdamer Platz'da sarı bir evde ikâmet ediyorduk. | Open Subtitles | كنا في هذا المنزل الأصفر في ساحو بوتسدام |
| Ve evet, görüyoruz ki ressam birkaç çizgi ve şekil çizmiş ve onları sarı bir arka fon üstüne serpiştirmiş. | TED | ونعم، بإمكاننا أن نرى أن الفنان قد رسم بعض الخطوط والأشكال وألقاها كيفما اتفق على خلفية صفراء |
| Turuncu çizgi üzerinde bir fil ve sarı bir daire, yani Güneş. | TED | فيل على خط برتقالي، تحت دائرة صفراء تعني الشمس. |
| sarı bir çember görüyorsun. Şimdi görüntü-sonrası deneyi yapacağız. | TED | إذاً ستشاهدون دائرة صفراء. وسنقوم بتجربة ما بعد الصورة. |
| Bir ucu kırmızı bir ucu sarı bir kapsül beyaz bir kapsülden daha iyi. | TED | كبسولة ملوّنه, صفراء من الطرف الأول وحمراء من الطرف الآخر أفضل من الكبسولة البيضاء. |
| Çok fazla şey göremezsiniz. Sadece küreklerimin birinin etrafına sardığım sarı bir bezi görüyorsunuz. | TED | لا يمكنك أن ترى الكثير. لكن يمكنك أن ترى، هناك شريطة صفراء مربوطه في قطبي زلاجتي. |
| Dün üzerinde açık yeşil noktalar olan sarı bir bluz giydiğinizi fark ettim. | Open Subtitles | لقد لاحظت أنك قد ارتديت بلوزة صفراء ذات نقط خضراء بالأمس |
| Buralarda Konfederasyon bayraklı, sarı bir kamyoneti olan... başka kahrolası bir kovboy olmadığına göre... | Open Subtitles | ولذا فإذا كان هناك وغد قروي يقود شاحنة صفراء ويضع علم الولايات الجنوبية على زجاج السيارة |
| Memur bey, sarı bir pikapın arama emrini iptal ettirdim. | Open Subtitles | سيدي لقد ألغيت أي تعقب أو إيقاف للسسارة صفراء |
| Beyaz erkek, 30'lu yaşlarda, koyu bir takım elbise ve sarı bir kravat giyiyor. 1.70 boyunda. | Open Subtitles | هو ذكر أبيض فى منتصف الثلاثينات يرتدى بزّة داكنة و ربطة عنق صفراء طوله حوالى الخمسة أقدام و تسع بوصات |
| Sadece tek bir güneşi olan bir atmosfere yaklaşıyoruz sarı bir güneş yaklaştıkça moleküler yoğunluğumuz bize sınırsız güçler veriyor! | Open Subtitles | عندما إقتربنا لغطاء الأتوموسفير مع شمس واحدة شمس صفراء و عندها كثافة جزيئاتنا أعطيتنا قوى ليس لها حدود |
| Bahçede büyük, sarı bir bölge kalacak. | Open Subtitles | الآن سوف نحصل على بقعه صفراء كبيرة على العشب |
| Polis aracımı yaksa küçük sarı bir otobüs mü kullanıyorsun? | Open Subtitles | هل تأخذ سيارة للشرطة أو حافلة صفراء قصيرة؟ |
| - sarı bir tişört var üstümde. | Open Subtitles | انا ارتدى تى شيرت صفراء تى شيرت اصفر , حسناً |
| Yarada sarı bir madde var. | Open Subtitles | هناك البعض الأثر الأصفر في الجرحِ. |