"sarılmaya" - Translation from Turkish to Arabic

• عناق
• لعناق
• العناق
• حضن
• احتضان
• أعانقك
• للعناق
• معانقتي
• بالعناق

sarılmaya ihtiyacı olduğunu söyleyebilirim, ama ben duygusuz bir ineğim.
حتى انا اعرف انه بحاجه إلى عناق وأنا بقره متبلده الشعور

Onlara sarılmaya ve elimizden geldiği kadar sevmeye çalışacağız.
سوق بكارا : نحن سأحاول أن نعطيهم عناق والمغتربون والحب ما في وسعنا.

Sanırım birisinin sarılmaya ihtiyacı var.
تعالي إلى هنا أعتقد أنك تحتاجين إلى عناق

sarılmaya veya başka bir şey yapmaya gerek yok.
لا حاجة لعناق أو أي شيء من هذا القبيل.

Dediklerin negatif düşüncelerdi hepsini görmezden geleceğim ve sana sarılmaya geleceğim.
تلك افكار سلبية انا فقط سوف اتجاهلها واتي من اجل العناق

Hadi dostum senin sarılmaya ihtiyacın var. Hadi gel, işte böyle.
أنت بحاجة الى حضن هيا يارجل تعالى الى هنا

Yeni bir hastalık yüzünden insanlar birbirine sarılmaya korkuyor.
رفاق يخافون من احتضان بعضهم البعض بسبب مرض جديد ما

- Oh, Ben, ben sana sarılmaya geliyorum. - Çok iyi! Evet, bana gazeteyi getirirmisin?
سأتي و أعانقك رائع، هل يمكنك ان تحضر لي الصحيفة؟

Senin de sarılmaya ihtiyacın varmış gibi geliyor.
يبدو وأنك ستستفيد من عناق أيضًا

- sarılmaya kalkmayacaksın, değil mi?
ــ أنت لا تريد عناق,أليس كذلك؟

Bu akşam birinin sarılmaya mı ihtiyacı var?
أحدهم يحتاج إلى عناق هذه الليلة؟

Eski ustanın önünde eğilmen saygı değer bir davranış, ama yeni büyük babana sarılmaya ne dersin?
و لكن ما رأيك في عناق لجدك الجديد ؟

Tamam, tamam, Sadece sarılmaya ihtiyacım var.
أسفة ، أسفة .. أنا بحاجة إلى عناق فقط

Sana dokunulmasını istiyorsun. sarılmaya ihtiyacın var.
تريدين الأرتباط بحاجة إلى عناق

Niye, bana güvenmediğin için mi? Bana... sarılmaya ihtiyacım var.
أحتاج لعناق حسنا ، تعالي هنا حسنا؟

sarılmaya ihtiyacı var.
لقد نجحنا , انه يحتاج لعناق الان.

sarılmaya veya başka bir şey yapmaya gerek yok.
لا داعٍ لعناق أو شيء من هذا القبيل

Onun benden daha çok sarılmaya ihtiyacı vardı.
لقد كان يحتاج الى العناق أكثر مني

sarılmaya ihtiyacın var. Hadi ama. Hadi dostum.
أنت بحاجة الى حضن هيا يارجل تعالى الى هنا

Sana sarılmaya çalışıyordum.
كنت أحاول ان أعانقك

sarılmaya ne oldu? Sarılıyorduk. Sıcaklığı hissetmiştim.
ماذا حصل للعناق كنا نتعانق بالنفق لا كنت احاول ان ابقى حية وحسب

Ve eminim o anda bana sarılmaya çalıştığın bu andan daha iyi hissediyor olmayacağım.
في غيبوبةً من ضربة الغضب التي عانيت منها في آخر مرة حاولت معانقتي فيها

Tam olarak sen değildin... - Tamam, evet. - ...ama sarılmaya teşvik eden sendin.
ليس أنت على وجه التحديد لكنك من بادر بالعناق