"sarah holt" - Translation from Turkish to Arabic

• ساره هولت
• سارة هولت

Elbette, asıl ilgilendiğimiz, Sarah Holt.
بالطبع، مصالحنا الحقيقية هنا .. ساره هولت

Sarah Holt diz üstü bilgisayarı ile birlikte yakalandı.
عندما إعتقلتْ ساره هولت كَانَ معها حاسوب محمول

Sarah Holt tutuklandığında, diz üstü bilgisayarı da yanındaydı.
عندما إعتقلتْ ساره هولت كَانَ لديها حاسوب محمول مَعها

Sarah Holt'un diz üstü bilgisayarına uzaktan erişerek sabit diskini sildik.
كنا قادرين على مسح محمول سارة هولت عن بُعد

Dava numarası 9-2-2, Sarah Holt'ın davası.
قائمة الدعاوى المنتهية 9-2-2 الناس مقابل "سارة هولت

Dur bir saniye, Kevin Stack, Sarah Holt'la bağlantılı mı?
انتظر ثانيه , كيفن ستاك - متصل بـ - ساره هولت

Sarah Holt'un solunum cihazı programı ile ne işi olur ki?
- ساره هولت - برنامج لجهاز التنفس الصناعى.

Bu müvekkiliniz Sarah Holt onun birçok kişiyi öldürdüğünü mü söylüyorsunuz?
- ساره هولت انت تعترف انها ارتكبت جرائم عديده؟ نعم , و هذه الجرائم قد تكون فقط

Martin Moxon öldü. Sarah Holt hapishanede öldürüldü.
ساره هولت قُتِلَتْ في سِجْنِها.

Eğer biri onu korumaya gitmezse Stack'in adamlarından biri Sarah Holt'un Margaret Whittaker'ı öldürdüğü gibi onu öldürecek.
إذا لم يذهب أحد هناك لحمايته سيقتله أحد من أتباع "ستاك" بالطريقة التي قتلت بها "ساره هولت" "مارغريت ويتيكر"

Sarah Holt hapishanede öldürüldü.
ساره هولت قُتِلَتْ في السِّجْن.

Beni şirkete almak, Sarah Holt'un davasını yakından takip edebilmek içindi.
إحضاري للإنضمام للشركة؟ لتتمكني من مراقبة "ساره هولت".

Sarah Holt'un kiralık katil olduğunu biliyordun.
أنت تَعلمين أن "ساره هولت" كانت قاتلة مأجوره.

Ve bu sabah ceza evine gidip, Sarah Holt ile görüşmem gerekiyor.
وأنا يَجِبُ أَنْ أَذْهبَ إلى السجن هذا الصباحِ (لتحدث مع (ساره هولت

Sarah Holt'un diz üstü bilgisayarı ne oldu?
حيث نحن على حاسوب ساره هولت النقال؟

Şirket danışmanı olarak sana, Sarah Holt'un diz üstü bilgisayarını yirmi dört saat izleme görevi veriyorum.
كمستشار للشركةِ أُوجّهُك للبَدْء بالمراقبة على مدار الساعةِ "على حاسوب "ساره هولت

Sarah Holt'u eve giderek şaşırtır Sarah kaçar, o da suçu Sarah'a atma şansını kullanır.
يُفاجئُ "ساره هولت" في الشُقَّةِ تُسرعُ خارجاً يَمْسكُ بفرصتَه يمكن أن يُعلق ذلك على سارة

Sarah Holt'un evinde bulduğumuz kağıt var ya?
الورقة التي وجدت في شقة سارة هولت

Sarah Holt, bu hafta resmen cinayet suçundan hüküm giydi.
(سارة هولت) أُتهمت رسمياً بالقتل هذا الإسبوع

Sarah Holt yakalandığında, diz üstü bilgisayarı da yanındaydı.
(عندما تم القبض على (سارة هولت كان لديها حاسب محمول

Yakın bir zamanda Sarah Holt adında bir sanığı savunmaya başladım.
بدأت مؤخراً بالدفاع عن (امرأة اسمها (سارة هولت