| Bu tür polietilen plastik reçine uyuşturucu sarmak için kullanılır. | Open Subtitles | يستخدم هذا النوع من الراتينج البلاستيكي البولي إيثيلين للف المخدرات |
| Duş perdesine sarmak için geçen süre. | Open Subtitles | ذلك ما يأخذه من الوقت للف جثّة في ستارة الحمّام |
| Trendeyken sigara içecek şansın olmadı. Taksiyle buraya gelmeden önce sarmak için de zamanın da yoktu. | Open Subtitles | ليس من فرصة للتدخين على القطار ولا وقت للف واحدة قبل أن تستقل سيارة أجرة إلى هنا |
| Onu sarmak için bir şeyler getir. İki kere başıma geldi. | Open Subtitles | أعطنى شيئاً لكى ألفه فيه |
| Onu sarmak için bir şeyler getir. | Open Subtitles | أعطنى شيئاً لكى ألفه فيه |
| Bu şey onu sarmak için yeterince büyük değil. | Open Subtitles | هذا الشيء ليس كبير بما يكفي لتغطيته |
| Ve elastik bandını da kafanın tümünü sarmak için kullan. | Open Subtitles | واستخدام الشريط الرياضي للالتفاف الرأس كله. |
| Yüz dolarlık banknotları sarmak için kullanılanlardan. | Open Subtitles | إنّه ما يُستعمل على الأربطة للف أوراق المئة دولار. |
| O gazeteyi ekmek sarmak için bile kullanmam. | Open Subtitles | أنا لن أستعمل تلك الخرقة للف لحمك |
| Cesedi sarmak için kullanılmış olmalı. | Open Subtitles | لابد و أنه تم إستخدامه للف الجثة |
| Yüzlükleri sarmak için özel bir tür mü kullanıyorlar? | Open Subtitles | يستعملون أربطة خاصة للف أوراق المئة؟ |
| Hay Allah, onu sarmak için bir şeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | أوه. أحتاج شيءا لتغطيته مع. |