Grip salgınını kontrol etmek için çalışıyordu, mesela SARS. | TED | قمنا بالمساعدة في التحكم بوباء الانفلونزا، سارس كمثال. |
Bu çipleri, ebola gibi hastalıklar veya SARS gibi başka ölümcül hastalıklar hakkında daha çok şey öğrenebilmek için kullanabiliriz. | TED | كما نستطيع استعمالها لتعلّم المزيد عن الأمراض مثل الإيبولا أو أمراضا قاتلة أخرى كفيروس سارس. |
Ama yavaş yavaş, SARS'ta olduğu gibi çok şey öğrenmeye başlıyoruz. | TED | لكن تدريجيًا، ابتدأنا تعلم الكثير كما فعلنا مع فيروس سارس. |
Biliyorsunuz ki kesinlikle SARS'ta olduğundan daha fazla sayıda ölüm var. | TED | وكما تعلمون، هناك بالتأكيد عدد كبير من حالات الوفيات أكثر مما كان مع ظهور فيروس سارس. |
2002’de altı ay süren SARS tespitinden erken. | TED | لاري بريليانت: مبكراً عن سارس 2002، والذي استغرق 6 أشهر. |
Aynı zamanda canlı hayvan pazarları-- bu açık pazarlar ki SARS virüsünün Asya'da ortaya çıktığı yerdir. | TED | انها تعمل أيضا في أسواق الحيوانات الحية -- تلك الأسواق الرطبة - التي هي بالضبط المكان الذي نشأ فيه فيروس سارس في آسيا. |
Pekin'deki SARS salgınında işe yaramıştı. | TED | خلال إنتشار وباء "سارس" في بكين ، بدا أن فرض الحجر الصحي فعالاً. |
[2003'te SARS salgınında küresel tepkiyi yönlendirdiniz. | TED | [لقد قدت الاستجابة العالمية لانتشار وباء سارس في عام 2003، |
Ancak bunu enfekte olmuş kişilerin paydasıyla böldüğünüzde SARS'ta olandan çok daha fazla enfekte olmuş insan var. | TED | لكن عند مفارقة ذلك بالقاسم المشترك للأشخاص المصابين، هناك العديد والمزيد من الأشخاص المصابين أكثر مما كان مع ظهور فيروس سارس. |
Eğer herhangi bir doktor, SARS'dan şüphe ederse, bunun, hastanenin acil karantinaya alınması anlamına geldiğini unutmuşum. | Open Subtitles | "لقد نسيت ان اذا اي دكتور اشتبه [بوجود مرض الـ[سارس" "يتسبب بأحتواء فوري وحجر صحي تام" |