Yeniden teste girebilmek için itibarımı sarsmak istedi. | Open Subtitles | أراد تشويه سمعتي حتّى يتمكّن من استعادة السيطرة على الاختبار |
Sanırım itibarımı sarsmak istiyor... Her şey... Bildiğim her şeyi. | Open Subtitles | أظن أنه يحاول تشويه سمعة كل ما أملكه، كل ما أعرفه |
Olayların akışı belli derecede dönmüş olsa da Birliğin güvenilirliğini sarsmak için kullandığımız gibi bir kaç yarı doğru üzerine kurulmuş... kampanya bu işi tekrar... halledecektir? | Open Subtitles | على الرغم من أن المّد قد تحول إلى درجة مُعينة. ستكون مسألة بسيطة بالبناء على أنصاف الحقائق. و نحن قد إستخدمنا بالفعل طريقة تشويه سُمعة الإتحاد من أجل... |
Aslını sordum ama bana bunun düşmanları tarafından itibarını sarsmak için uydurulmuş bir yalandan ibaret olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أنا كنت مُنزعجاً. ذهبت إليه ، قال ليّ أنها كذبة أختلقت من قبل أعداءه لتشويه صورته. |
Pusuyu senin itibarını sarsmak için kullanma düşüncesi dahiceydi. | Open Subtitles | فكرتها فى استخدام كمين لتشويه سمعتك كان عبقريًا |
Uykusu ağır ve sarsmak yeterli olmadı. | Open Subtitles | إن نومها عميق ولم تستيقظ من الهز |
Satine'in otoritesini sarsmak için bir planım var. | Open Subtitles | لدي خطة لاضعاف ساتين |
Hoş olmayan bir sürpriz. Bütün istihbarat sistemini sarsmak için yapılmış bir şey. | Open Subtitles | مفاجئة قذرة، مُصممةٌ لكي تهز مجتمع الإستخبارات بأكمله |
Tanığın itibarını sarsmak için evine kokain yerleştirdi. | Open Subtitles | لقد زرعت المخدرات للشاهد ضدها لتشويه سمعته |
İtibarını sarsmak ve firmanıza zarar verebilecek bilgileri açığa çıkarmaması için onu herkesin içinde aşağıladı. | Open Subtitles | لقد قام بإذلالها علناً في محاولة لتشويه سمعتها ومنعها من الكشف عن المعلومات التي يمكن أن تضر بالشركة |
Her kim benim mevkiimi sarsmak için Koll'u manipüle ettiyse hala dışarıda. | Open Subtitles | من التلاعب ب (كول) لاضعاف موقفي لا يزال موجود |
Bütün istihbarat ağını sarsmak için tasarlandı. | Open Subtitles | "مُصممة لكي تهز مجتمع الإستخبارات بأكمله" |