Poliçe... yoksul mahallelerde kapı kapı dolaşılarak satılır. | Open Subtitles | البوليصة تباع بصورة شخصية في الأحياء الفقيرة |
A.B.D.'de her gün 172.000 adet çizgi roman satılır. | Open Subtitles | 172 ألف مجلة مصورة تباع في الولايات المتحدة كل يوم |
A.B.D.'de her gün 172.000 adet çizgi roman satılır. | Open Subtitles | يباع يوميا 172 الف عدد فى الولايات المتحدة |
Bakımları yapılır ve satılırlar, nedense çoğu Yemen'e satılır. | Open Subtitles | وهم يرتّبون ويبيعون لبعض الأسباب معظمهم يباع إلى اليمن |
satılır, özellikle bu çerçevede. Güzel görünüyor. | Open Subtitles | انها ستباع , خاصة بهذا الاطار , انه جيد جدا |
Belki kuru temizlemecide çizgi roman satılır. | Open Subtitles | ربّما يبيعون المجلّات في مغاسل الغسيل الجاف |
Asya'nın güneydoğusundaki Kamboçya'yı ele alalım, kocaman tarantulalar toplanır, kızartılır, ve pazarda satılır. | TED | خذ كمبوديا في جنوب شرق آسيا على سبيل المثال حيث تصطاد العناكب الذئبية، وتقلى وتباع في السوق. |
Dünyadaki her şey insanlar avantaj sağlamadan satılır. | Open Subtitles | تباع المخدرات في أي مكان في العالم من دون أن يستفيد الناس |
Uyuşturucu her şehirde satılır, ve polis de nerede satıldığını bilir. | Open Subtitles | المخدرات تباع في كل انحاء المدينة والشرطة تعرف أين |
Sahteler genellikle zengin aptallara satılır. | Open Subtitles | عموم الأعمال المزيفة تباع للبلهاء الأغنياء. |
Sadece Lagos'un sokaklarında koşuşturan organize olmuş sokak satıcıları tarafından otobüs duraklarında ve trafik sıkışıklıklarında aperatif olarak satılır, ve 40 yıldır bu yolla satılıyor. | TED | إنها تباع فقط من قبل كتيبة من الباعة المتجولين الذين يدورون في شوارع لاغوس في محطات الحافلات وفي الاختناقات المرورية وتباع كوجبة خفيفة، وقد تم بيعها على هذا النحو لمدة 40 عام. |
Eski evler çabuk satılır, değil mi? | Open Subtitles | المنازل المتداعية تباع بسرعة ها ؟ |
Üzümler bir kere toplandığında bir kısmı pazarda satılır ama çoğu özel kurutma odalarına asılırlar. | Open Subtitles | عندما العنب يجمع، بعضه يباع في السوق. لكن أكثره يعلق للتجفيف في بيوت التجفيف الخاصّة. |
Bu Amerikanın her yerinde 20 dolara satılır. | Open Subtitles | هذا يباع بعشرين دولار في أي شارع في أمريكا |
İngiltere'de, Cadbury Kaymaklı Yumurtası tüm yıl boyunca satılır.. | Open Subtitles | في "إنجلترا"، بيض "كادبري" بالكريمه يباع طوال السنة |
Her şey ayrı ayrı satılır. Montaj gereklidir. | Open Subtitles | كل شيء يباع بشكل منفصل و بحاجة للتركيب |
İyi bir paraya satılır. | Open Subtitles | سوف يباع بسعر جيد |
O parçalar olmadan koleksiyon orinal fiyatının anca yarısına satılır. | Open Subtitles | المجموعة ستباع بنصف السعر الأساسي |
... daha çabuk satılır. | Open Subtitles | انا واثق من انها ستباع اسرع وهي محروقة |
Bayram zamanı kurbalık hayvanlar satılır, ve para bozucular iş yapardı. | Open Subtitles | اثناء وقت الاحتفال، يبيعون حيوانات المحرقة |
- Fransa'da Mayıs'ın ilk günü sokaklarda bunlardan satılır . | Open Subtitles | في فرنسا , يبيعون هذه الزهور بالشوارع في الأول من مايو |