| Kara borsa dahil, Dünya'daki hiçbir piyasada satılmıyor. | Open Subtitles | أنها لا تباع في أيّ مكان تجاري في العالم، ولا حتى سوق السوداء. |
| Kara borsa dahil, Dünya'daki hiçbir piyasada satılmıyor. | Open Subtitles | لا تباع في أي مكان تجاري في العالم حتى في السوق السوداء |
| Online açık arttırmalarda mülk satılmıyor olması çok yazık. | Open Subtitles | للأسف أنهم لا يبيعون الملكيات على مزادات الانترنت |
| Markette insan eti kesinlikle satılmıyor. | Open Subtitles | انهم لا يبيعون اجزاء بشرية فى متجر البقالة |
| Piyasa aylardır yerinde sayıyor, Charlie. satılmıyor. | Open Subtitles | لقد وضعناه للبيع لأشهر الآن، (شارلي) إنه لا يباع |
| Özellikle... Babamın evi satılmıyor.. | Open Subtitles | خاصة وأن منزل والدي لا يباع... |
| Japon marka iç çamaşırları Amerika'da satılmıyor. | Open Subtitles | الغريب أنها ماركة يابانية لا تباع هنا |
| Bu tohumlar satılmıyor. | TED | هذه البذار لم تباع |
| Ve çocuklara satılmıyor. | Open Subtitles | ولا تباع للأطفال. |
| 92 yılından beri satılmıyor o. | Open Subtitles | وأنها لا تباع تلك منذ '92. |
| Burada benzin satılmıyor. | Open Subtitles | إنهم.. لا يبيعون الوقود هنا. أعلم. |
| Hayır. Burada bu tipte ayıcıklı şeker satılmıyor. Sen Avrupa'dan falan daha özellerini almışsındır tabii. | Open Subtitles | كلا، لا يبيعون حلوى كهذه هناك. لديك حلوى ذات روعة إضافية من "أوربا" أو شيء من هذا. |
| - Evet. Ayrıca satılmıyor. | Open Subtitles | -نعم، لم يعد يباع بمفرده ! |
| - Artık satılmıyor. | Open Subtitles | لم يعد يباع" |