| 1962 yılında satılmamış olan stok zengin bir kuru meyve satıcısı olan Maurice Haverpiece tarafından alındı, ve çekirdek koleksiyonu oluşturmak için takviye edildi. | TED | في عام 1962 كانت تلك البضاعة الغير مباعة والتي هي ل موريس هافير بيس وهو صاحب مصنع تعبئة عصائر ضمن مجموعة كبيرة اساسية |
| Evet, teşekkür ederim. İki düzine satılmamış sigara kutusunu. | Open Subtitles | لا شكراً ، دستتان من صناديق السجائر الغير مباعة |
| satılmamış tüm bulaşık makinelerini okyanusa dökün. | Open Subtitles | ألقي بكل غسالات الصحون الغير مباعة في المحيط |
| Aşkınhızındandaha hızlı " kitabının satılmamış bütün kopyalarını geri gönderiyoruz | Open Subtitles | نحن نعيد كل النسخ الغير المباعة أسرع من سرعة الحب |
| Elinde satılmamış gazeteler var. | Open Subtitles | وهو يحمل كل الأوراق غير المباعة. |
| Sahibi Henry Calhoum olarak kayıtlı. 10 yıl önce ölmüş. 30 yıldır satılmamış. | Open Subtitles | المالك المدرج هو " هنري كالون " مات قبل 10 سنوات المكان لم يباع لأكثر من 30 سنة |
| Bir garaj dolusu satılmamış büyük beden tişörtün olacak. | Open Subtitles | ويصبح لديك مرأب ممتلئ بالقمصان الغير مباعة |
| evet, her yaz, gelir tüm satılmamış T-şört forma ve çoraplar. | Open Subtitles | أجل، كلّ صيف يصلنا قمصانهم الغير مباعة . و ملابسهم الرياضيّة، و جواربهم |
| Hayır, Nijerya'daki kızlara okul yapmak için satılmamış kitaplardan kağıt hamuru yapıyorlar. | Open Subtitles | لا، أنهم يستخدمون الورق المعاد تدويره من الكتب الغير مباعة لـبناء مدارس للبنات في نيجيريا |
| satılmamış Hulk ellerinin üzerine uzansam iyi olacak. Hulk, ezer. | Open Subtitles | يجب أن أستلقي على كومة غير مباعة من أيدي (الرجل الأخضر) |
| Ve hiçbirinde bir yığın satılmamış tişört gibi "Beni takımdan alın" yazmıyor. | Open Subtitles | ولن يتضمن عبارة"اخرجني من الفريق مثل "مجموعة القمصان غير المباعة |
| İlaç. satılmamış, Topher. | Open Subtitles | المخدر لم يباع |
| satılmamış! | Open Subtitles | لم يباع! |
| satılmamış! | Open Subtitles | لم يباع! |