"satıyorlardı" - Translation from Turkish to Arabic

• يبيعون
• ويبيعون

Bu şeyleri, kilosu 5.000 dolara kadar herhangi bir fiyata satıyorlardı.
كانوا يبيعون هذه الأشياء مقابل أي شئ يتراوح بين ـ ٥,٠٠٠ دولار للكيلوغرام.

Lobide bu kartlardan satıyorlardı.
إنهم يبيعون تلك البطاقات البريدية فى اللوبى

Orada peynir ekmek gibi esrar ve kokain satıyorlardı.
لقد جمعوا كل الطواقم هناك يبيعون الهيروين والكوكايين وكأنها حلوى

Çocukların okulunda şeker satıyorlardı, sen de biraz çıldırdın.
كان الأطفال في المدرسة يبيعون الحلوى وجرفك الحماس

Ortalıkta gezip uyuşturucu satıyorlardı.
كانوا يتجولون في الجوار ويبيعون المخدرات وكل الأشياء القذرة

Bu adamlar arabanın bagajında silah satıyorlardı.
أولئك الرجال كانوا يبيعون زبالة في صندوق سيارتهم

Akşama doğru sandviçlerini yarı fiyatına satıyorlardı.
كانوا يبيعون شطائرهم بنصف الثمن في نهاية اليوم

Bir tane fiyatına iki sosis satıyorlardı.
لقد كانو يبيعون إثنان بسعر واحد من البراكسورب

Hepsi genetiği değiştirilmiş tohum ve benzeri şeyler satıyorlardı.
وهو يبيعون بِذور مُعدلة وِراثيَّـاً وما شابِه.

Şeker fasulyesi keki satıyorlardı.
كانوا يبيعون كعك الفاصوليا المحلاة

Alex Schneider ve Mullen kardeşler reçeteyle satılabilen uyuşturucuları, okuldaki ikinci senelerinden beri satıyorlardı.
"آليكس شنايدر" "و"الاخوة موليتز كانوا يبيعون وصفات ادوية منذ السنه الثانية

Geçinebilmek için yumurta satıyorlardı.
هم كانوا يبيعون البيض فقط للبقاء

"Trading Places"in sonunda; dondurulmuş portakal suyu senetleri satıyorlardı.
في نهاية " الأماكن التجارية انهم يبيعون العقود الآجلة المجمدة عصير البرتقال

Orada köylüler jambon satıyorlardı.
حيث أجد الفلاحين يبيعون... لحم الخنزير

Unuttum, sanırım boya satıyorlardı.
نسيت , أظنهم يبيعون اللوحات

Başka ne satıyorlardı ki?
ماذا كانوا يبيعون أيضا؟

Dre ve Eazy zaten kaset satıyorlardı.
♪ زنجي سيخنق والدتك ♪ : (كريغ ماك) دري) و (إيزي) كانوا يبيعون لي هذه الأشرطة , وقد نجحوا نجاحا باهرا)

Süresi geçmiş ilaçları, yasadışı yoldan satıyorlardı.
{\pos(192,210)} وكانوا يبيعون أدوية منتهية الصلاحية بطريقة غير شرعية...

Ray ve Tony uyuşturucu, silah ve şu zavallı kızları satıyorlardı.
(راي) و(توني) يبيعون المخدرات والأسلحة كلْ هؤلاء الفتياتْ الفقيراتْ هنا انْظر اليهم .