Para dolu ayakkabı kutularından bir konteynır dolusu var, birinci sınıf malzeme satarlar - duyarlı biri mutlaka dahil olmalı. | Open Subtitles | انهم لديهم وعاء ملىء بالنقود فى صناديق الأحذية انهم يبيعون أجود أنواع المخدرات لابد أن يكون من بينهم شخص ماهر |
Ve hasatlarını ürettiklerinde, üretim fazlasını... ...pazarlarda satarlar. | TED | وعند إنتاج محاصيلهم ، يبيعون الفائض في الأسواق. |
Fakir bir aile söz konusuysa, bazen öz kızlarını bile satarlar. | Open Subtitles | كنت من عائلة معدمة. أحياناً يبيعون أطفالهم الاناث. |
Filmler, radyo ve televizyon yoluyla satarlar. | Open Subtitles | يبيعونها عبر الأفلام والإذاعة والتلفزيون. |
Bir parça ekmek için bacılarını hatta götlerini bile satarlar. | Open Subtitles | سيبيعون حتى إخوتهم ومؤخراتهم من أجل قطعة خبز |
Sonra insanları taşır, değeri yükseltir, karla satarlar. | Open Subtitles | ثم يبعدون السكان ويرفعون القيمة ويبيعون الملكيات محققين أرباحاً |
Sadece cenaze levazımatçıları içi boş kutular satarlar. | Open Subtitles | الحانوتيين فقط هم الذين يبيعون صناديق فارغة |
Okul için. Orada satarlar. | Open Subtitles | من اجل الكلية المركز التجاري، انهم يبيعون ذلك |
Birbirlerine hep silah satarlar. | Open Subtitles | فهم يبيعون أسلحتهم لبعضهم البعض طوال الوقت. |
Onları yakalayabilirsek belki ağacı bize satarlar. | Open Subtitles | سوف نلحق بهم ونجعلهم يبيعون الشجرة إلينا |
Hepsi birer hırsız, katil ve hain, bir avuç altın için analarını bile satarlar. | Open Subtitles | هم لصوص قتلة وخائنون الذين سوف يبيعون أمهم مقابل حفنةٍ من الذهب |
Size saf olmayan vanilya özü satarlar. | Open Subtitles | يبيعون لك مستحضر الفانيليا ولكنها ليست نقية. |
Şanslısın, genelde topluluğu finanse etmek için değerli olan her şeyi satarlar. | Open Subtitles | إنك محظوظ، فهم يبيعون كلّ شيء ذا قيمة ليدعموا المجموعة |
Kaçıranlar geri döner ve daha fazla para karşılığında ona asıl bebeği satarlar. | Open Subtitles | المختطفون يلتفون و يبيعون له إبنه لكن مع المزيد من المال |
Kasabayı gördün. Çocuklarını bile satarlar. | Open Subtitles | انت هنا فى القرية حيث يبيعون اولادهم |
Ardından aynı malı bize geri satarlar. | Open Subtitles | ويقـلّـلوا جودتها جداً ثم يبيعونها ثانية لنا |
Bütün işe yaramaz biraları bir çöp tenekesine dökerler ve bardağını 10 dolardan satarlar. | Open Subtitles | و ثم يبيعونها بعشرة دولارات للكأس |
O insanlar her şeyi satar, çocuklarını bile satarlar, umurlarında olmaz. | Open Subtitles | هؤلاء الناس سيبيعون لك أي شيء, سيبيعون لك أطفالهم, لا يكترثون لذلك. |
Uyanmazsa, belki varisleri tarlayı açık arttırmayla satarlar. | Open Subtitles | إن لم يستيقظ فورثته سيبيعون الأرض |
Anahtarları kopyalar, değerli eşyalar ve alarmların yerini belirler... ve bu bilgileri diğer ekiplere satarlar. | Open Subtitles | ينسخون المفاتيح، ويحدّدون أماكن المقتنيات والإنذارات، ويبيعون هذه المعلومة لطاقمٍ آخر. |
Bak, insanlar işten çıkarıldıklarında kavga etmeye başlarlar... ve sonra boşanırlar, evlerini satarlar. | Open Subtitles | -ربّما عندما تفقد الناس وظائفها تبدأفيالشجار... وبعد ذلك يحصلون على الطلاق ويبيعون بيوتهم |
Yani bu herifler ortaya çıkar, biraz başlangıç sermayesi alır, fikri işletir sonra da başta aldıkları kredinin beş ya da altı katına satarlar. | Open Subtitles | لهذا قد خرج هؤلاء الرجال وحصلوا على رأسمال جديد ، ليصنعوها وسنبيعه بمقدار خمس او ستة اضعاف مقدار القرض |