Müşterilerimi kaybettim. İşimden oldum. Şimdi de evimi ve arabamı satmam gerek. | Open Subtitles | خسرت موكليني و خسرت عملي و علي أن أبيع المنزل و السيارة |
Doğrusu, evi acilen satmam gerek acil durum çıktı da. | Open Subtitles | في الحقيقة.. هناك حالة طارئة يجب أن أبيع هذا المنزل |
Bir aylık kira ve günlük masraflarımız için en azından iki tarayıcı satmam gerekli. | Open Subtitles | يلزمني على الأقل بيع جهازين شهرياً للإيجار والمصاريف اليومية |
Bu araziyi satmam için bana yetki verdiler, kanunlar böyle biliyorsun.. | Open Subtitles | لقد أعطيت الإذن لبيع الأرض، هذه هي القوانين، وأنت تعرف ذلك |
Bir yıl kadar önce altın saati satmam icap etti. | Open Subtitles | كان علي ان ابيع تلك الساعة قبل سنة او اكثر |
10 yıl önce bir milyon verdim. 10 katına bile satmam. | Open Subtitles | دفعتُ مليوناً مقابلها قبل 10 سنوات ولن أبيعها بعشرة أضعاف ذلك |
O halde seneye arabamı satmam gerekecek, hayatım. | Open Subtitles | اذن سوف أقوم ببيع سيارتي في العام القادم يا عزيزتي |
Ama bunun için masum bir adamı satmam gerekiyor. | Open Subtitles | "بالطبع عليّ أن أخون رجلاً بريئاً وكأني أبيعه عند النهر" |
Abdul, Carl ve Sascha orada kalır, yoksa satmam. | Open Subtitles | وتحتفظ بعبد الله وكارل وساشا وإلا لن أبيع. |
Abdul, Carl ve Sascha orada kalır, yoksa satmam. | Open Subtitles | وتحتفظ بعبد الله وكارل وساشا وإلا لن أبيع. |
Çekil lütfen. Sabahleyin gidip küçük Japon arabalarımı satmam lazım. | Open Subtitles | ابتعد عن طريقي لو سمحت، فيجب أن أبيع سياراتي اليابانية الصغيرة في الصباح |
Zengin günleri geçirmek istediğim bu çifliği hayatta satmam! 4000 frankla elverişli bir yaşam sürebiliriz! | Open Subtitles | لن أبيع المنزل الذي حلمت بأن أعيش فيه للأبد نستطيع صرف 4000 فرانك بتعقل |
Hani sebze satmam gerekirse diye. | Open Subtitles | كما تعلم, في حالة إذا أرادوني أن أبيع الخضروات |
Bebek için kaç tane sihirli fasulye satmam gerekiyor? | Open Subtitles | كمحبةفاصولياءسحرية.. أبيع الطفلة مقابلها؟ |
Bunu başarırsam, ruhumu kahrolası propaganda filmleri yazmak için satmam gerekmeyecek. | Open Subtitles | لو تمكنت من فعل ذلك، فليس عليّ بيع كتبي الجوهرية لدعاية الأفلام |
Bunu başarırsam, ruhumu kahrolası propaganda filmleri yazmak için satmam gerekmeyecek. | Open Subtitles | لو تمكنت من فعل ذلك، فليس عليّ بيع كتبي الجوهرية لدعاية الأفلام |
Sen beni satan bir ürün yaratmam için işe aldın ürün satmam için değil. | Open Subtitles | أنت وظفتني من أجل خلق منتج يبيع لا بيع منتج |
ve gerekirse yalan söyle daha fazla ev satmam lazım. | Open Subtitles | إكذبي إذا أضطررت لأني في حاجة لبيع بعض المنازل |
Leopold, bütün hayatım boyunca bunun bedelini ödüyorum ve yoruldum, ve dinlenmem lazım ve bunun için biraz havuz çamuru satmam gerekiyorsa | Open Subtitles | ليوبلد لأنى كنت أسدد الديون فى كل حياتى و لقد تعبت و أحتاج للراحة و لو كان على أن ابيع |
Onuda satmam lazım... | Open Subtitles | يجب أن أبيعها أحتاج للمال من أجل علاج والدتي |
Annem bunları satmam için beni kandırdı. | Open Subtitles | كنت متوجهاً لمنزلك عندما كلفتني أمي ببيع قمحها |
Doğum için paraya ihtiyacı olduğundan satmam için verdi. | Open Subtitles | -إذن تكسبين جيداً من عملك حتى تشتري جوال كهذا -إنه لصديقتي ، أعطتني أياه لكي أبيعه -لأنها تحتاج للمال لولادة طفلها |
Sanırım onları satmam gerekecek. | Open Subtitles | أعتقد أني سأقوم ببيعها نظراً للظروف الحالية |
Bu yüzden düşündüm ki onları satmam, gece vakti çalınıp gitmelerinden daha iyidir. | Open Subtitles | لذا فكرت.. ..أن أبيعهم إياها بدلاً من أن يسرقوها |
satmam için cinayetin arkasında olduğunu ima ediyorsun. | Open Subtitles | ممايعني أنك تقف وراء جريمة القتل هذه تحاول إخافتي كي أبيعك النادي |
Oradaki kuzenim bana müşteri buldu. Oraya gidip evi satmam lazım. | Open Subtitles | لدي قريب هناك , ووجد المشتري عليّ الذهاب وبيع المكان |
Bana birkaç koyun satmam için iki gün ver, sana parayı getireceğim. | Open Subtitles | إمنحني يومين فقط لأبيع بعض خِـرافـي و أحـضر لك النقود |
Borç vermezdi. Ama belki satmam için biraz esrar verebilirdi. | Open Subtitles | هو لن يُعيرني شيئً، لكنّه قد يعطيني بعض الماريوانا لأبيعها |
Babam bunu satmam için tamir edecekti. | Open Subtitles | ابى سوف يصلح هذا من اجلى واستطيع ان ابيعه عندما يشيخ والدك ويبيض شعره |