"satması için" - Translation from Turkish to Arabic

• لبيع
• على البيع
• أن يبيعني

Bu şeyleri İtalyanlar'a satması için mahkeme emri gerekmişti.
تطلب الأمر أمراً من المحكمه الفدراليه لبيع هذه المناديل للإيطاليين

Evi satması için emlakçı bulmadın mı daha?
هل وجدت سمسار عقارات لبيع هذه الشقة بعد ؟

Ama bildiğimiz şey, bilgiyi satması için görüşme ayarlamasından hemen sonra sizin buradan aceleyle çıktığınızın görülmesi.
لكن ما نعلمه هُو أنّ بعد لحظاتٍ من قيامها بالترتيبات لبيع تلك المعلومات قد شُوهدتِ تخرجين من هُنا.

Federaller de satması için tepesine binmişler. Satış için birkaç ayı var.
الخلاصة هي،الفدراليون يرغمونه على البيع لديه أشهر للعكس

Beni satması için, Veltz'i ikna etti.
كما تعلم، لقد أقنعه أن يبيعني له

Şirketinin bilgilerini satması için manipüle edilebilecek birilerini.
الذي يمكن التلاعب به لبيع مُنتجات رؤسائهم..

Jacob Hale, Darby'i Lumpy'e göndermiş. Salonu satması için zorlamasını istemiş.
" جيكوب هيل " يرسل " دوربي " للضغط على " لامبي " لبيع صالة الملاكمة

Dükkanı satması için sürekli onu zorluyordum.
حسناً، كنت ألح عليها لبيع هذا المتجر

Hatırlarsın, evlerini satması için Jacobslara yanaşan Bay Clift'ti Jacobslar değil.
أتتذكرين لقد تقرب السيد(كليفت) من آل (چايكوبز) لبيع منزلهم وليس العكس

Onları yerlerini satması için zorluyordun.
أنتي كنتِي ترهبينهم لبيع.

Lindo, Appleby'a May'imizi Savannah'ta satması için yardım etti.
ليندو) ساعد (ابليبي) لبيع طفلتنا (مـآي)؛) لعائلة في (سافانا)؛

Lindo Appleby'a May'imizi Savannah'ta satması için yardım etti.
لقد ساعد (ليندو) (أبليبي) لبيع إبنتنا (مـآي) إلى عائلة في (سافانا)؛

satması için onun ve torununun, ...çok sevdiği bir yeri yok etmekle tehdit ettim.
لقد أجبرتَهُ على البيع بتهديدِه أن أُحطِّم شيئَاً عزيز عليه وعلى حفيدَتِهِ.

- Patricia'nın annesi, onu satması için zorlamıyor.
والدة باتريشيا لا تجبرها على البيع. أنا متعبة

Evet, Southfork'u bana satması için kardeşini ikna etmeye çalışıyordum...
نعم، لقد كنت أقنع أخيكَ "أن يبيعني "ثوثفورك