Belafonte, II. Dünya savaşı boyunca denizaltı avcısı olarak kullanıldı ve onu Amerikan donanmasından 900.000 dolara satın aldık. | Open Subtitles | قاربي الشلال الجميل كان مساعد صياد خلال الحرب العالمية الثانية |
Ama sözünü tuttu ve 2. Dünya savaşı boyunca tek bir bomba bile patlatmadı. | Open Subtitles | ولكنه حافظ على وعده ولم يقم بأي تفجير خلال الحرب العالمية الثانية |
Uzun D'Haran savaşı boyunca yüzlercesi daha eklendi. | Open Subtitles | و تمّ إنشاء المئات من المقابر، خلال الحرب ضدّ الدهاريون. |
Tamam, İkinci Dünya savaşı boyunca hangi Japon şehirlerinin bombalandığını bana kim söyleyebilecek? | Open Subtitles | طيب ، من يستطيع ان يقول لي.. ما المدينه اليابانيه التي تعرضت للقذف خلال الحرب العالمية؟ |
Burası Almanya 1. ve 2. dünya savaşı boyunca hepsi de diplerdeydi. | Open Subtitles | هذه المانيا لقد كانوا الخصوم الرئيسيين خلال الحرب العالمية الأولى والثانية |
Tüm Irak savaşı boyunca meydana gelmiş en kötü dost ateşi olayı. | Open Subtitles | ربما الاسوأ حادثة نيران صديقة خلال الحرب العراقية بأكملها |
İkinci Dünya savaşı boyunca Avrupa'dan çalarak, zorla el koyarak ve nadiren satın alarak bir çok tabloyu koleksiyonuna kattı. | TED | وقد جال أوروبا كلها خلال الحرب العالمية الثانية يسرق و ينهب وأحيانا يشتري العديد من اللوحات الفنية لكي يضمها الى مجموعته |
2.Dünya savaşı boyunca 3.500 yahudiyi kurtardılar. Onlara kalacak yer verdiler ve hepsini İsviçre'ye getirdiler. Tüm zorluklara rağmen; kendi hayatlarını ve ailelerini riske atarak. | TED | لقد أنقذوا 3500 يهوديًا خلال الحرب العالمية الثانية، آووهم وجلبوهم إلى سويسرا، رغم كل الصعاب، ورغم الخطر على حياتهم وعائلاتهم. |
2. Dünya savaşı boyunca, Enigma gibi şifre sistemlerini çözmek, düşmanın bilgilerini öğrenmek ve savaşın gidişatını değiştirmek açısında önemli bir role sahipti. | TED | خلال الحرب العالمية الثانية، كان انتهاك نظم التشفير شيء غامض كان حاسم في فك شفرات مراسلات العدو كان كفيلًا بقلب كفة الحرب. |
Bu benim annem değil ama Kore Savaşı esnasında Seul'dan kaçmak için Kore savaşı boyunca Annem kız kardeşini yükledi, yani küçük kız kardeşini sırtında taşıdı ve yolun en azından bir kısmını yürüdü. | TED | هذه ليست أمي ولكن خلال الحرب بين الكوريّتين، حملت أمّي أختها، أختها الصغرى، على ظهرها، ومشت بها جزءاً من الطريق على الأقل لتتمكنا من الهرب من سيؤول خلال تلك الحرب. |
Tüm Girit savaşı boyunca, çift taraflı bir ajandı. | Open Subtitles | لأجل ذلك خلال الحرب في كريت.. كان |