Sattıkları insanları Afrikalı yurttaşları olarak değil ancak suçlu, borçlu veya rakip kabilelerin savaş tutsağı olarak gördüler. | TED | وكانوا يعللون أن الأفارقة الذين تم بعيهم ليسوا بأفارقة ولكن هم المجرموم المدانون أو أسرى الحرب من القبائل المتناحرة |
Hırsızlar, hainler ve birkaç savaş tutsağı. | Open Subtitles | بعض اللصوص و خائنان و بعض أسرى الحرب |
Hırsızlar, hainler ve birkaç savaş tutsağı. | Open Subtitles | بعض اللصوص و خائنان و بعض أسرى الحرب |
Temel olarak, o bir savaş tutsağı. Bu ona bazı haklar verir. | Open Subtitles | هو جوهريا سجين حرب ذلك يعطيه بعض الحقوق |
Ona iyi bakın. O bir savaş tutsağı. | Open Subtitles | عاملوه معاملة حسنة إنه سجين حرب. |
Bir savaş tutsağı buna inanamıyorum. | Open Subtitles | من أسرى الحرب ذلك غير شرعى |