Birbirimizle savaşarak hiç bir şeyi çözemeyeceğiz. | Open Subtitles | نحن لن نستطيع حل أي شيء بالقتال مع بعضنا البعض |
Son kurşunumuza kadar savaşarak bu gece rüyalarını gerçekleştirelim. | Open Subtitles | لذا دعونا نَتأكّدُ بأنّنا نَجْعلُ أحلامُه تتحقق اللّيلة بالقتال حتى الرصاصةِ الأخيرةِ. |
Ve eğer öleceksek o zaman savaşarak öleceğiz. | Open Subtitles | .و لواننالقيناحتفنا. فسنلقاه و نحن نقاتل |
Belki de tüm kariyerimi endüstrideki ahlaksızlarla savaşarak geçirdiğim içindir. | Open Subtitles | ربما لأنني قضيت حياتي المهنية كاملة أحارب الحثالات في مجالنا. |
Arkadaşım Red Maxwell son on yılını juvenil diyabetle savaşarak geçirdi. | TED | صديقي ريد ماكسويل قضى عشر سنوات من حياته يحارب ضدد مرض السكري |
Sen bunu çalsan da, çalmasan da, dünyanın her yerinde... insanlar birbirlerini savaşarak öldürmeye devam edecekler. | Open Subtitles | الناس ستستمر بقتل بعضها في الحروب الصغيره حول العالم سواء سرقته ام لا |
Ve kendi gerçeklikleri için savaşarak. | Open Subtitles | و بالدفاع عن عالمهم |
Bir Glaive olarak savaşarak onu onurlandırabilirsin. | Open Subtitles | لازال بإمكانك تكريم ذكراها بالقتال كسيّاف |
Elimizdeki her şeyi savaşarak elde ettik. | Open Subtitles | حصلنا على كلّ ما نملك بالقتال. |
Sahip olduğumuz her şeyi savaşarak aldık. | Open Subtitles | حصلنا على كلّ ما نملك بالقتال. |
Yaşamları için savaşarak. | Open Subtitles | بالقتال من أجل حياتهم |
Onurları için savaşarak. | Open Subtitles | بالقتال من أجل شرفهم |
Hayatları için savaşarak. | Open Subtitles | بالقتال من أجل حياتهم |
Görünüşe göre bunu eski usule göre halledeceğiz ve savaşarak kurtulacağız. | Open Subtitles | يبدو أنه سيتحتم علينا فعل هذا بالطريقة الكلاسيكية و نقاتل لنخرج من هنا |
Sancağını Bolton Hanesi'ne ahdet Kuzeyin Koruyucusu olarak bana bağlılık yemini et ve piç ile yabani dostlarını birlikte savaşarak ortadan kaldıralım. | Open Subtitles | اعطوا راياتكم لهاوس بولتون بايعوني على انن وردن الشمال وسوف نقاتل معا لنُدمر اللقيط |
Savaşılması gereken bir savaş var ama sadece savaşarak sona ermeyecek. | Open Subtitles | . سوف يبدأ القتال الآن ! و لكن لانستطيع أن نقاتل فقط |
Bakın, eğer gideceksem inandığım bir şey uğruna savaşarak gitmek istiyorum. | Open Subtitles | اسمعي، إن كنت سأذهب، فأريد أن اسقط وأنا أحارب من أجل شيء أؤمن به، |
Bütün hayatımı onun gezegeniyle savaşarak geçirdim. | Open Subtitles | أمضيت حياتي بأكملها وأنا أحارب عالمه |
Fort McMurray'daki yangınlarla savaşarak büyüdüm. | Open Subtitles | ترعرعت وأنا أحارب النيران "في "فورت ماكموري |
Bununla savaşan organizasyonla savaşarak değil, onlarla beraber savaşıp onlara liderlik ederek onları birbirleriyle bağlantıya geçirip, gidişatı zorlayarak çünkü bu konu onun için önemli. | TED | لا يحارب المؤسسة التي تحارب المرض ولكنه يحارب معهم ويقوضهم يجعلهم يتواصلون متحدي الوضع الراهن لانه شي مهم بالنسبة له |
Gerektiğinde kurtlarla savaşarak. | Open Subtitles | و عندما يحين الوقت يحارب الذئاب. |
Marcus Aurelius ömrünün büyük kısmını savaşarak sınırlarını zorlayan barbar kabilelere direnerek geçirmek zorunda kalmıştı. | Open Subtitles | أمضى ماركوس أوريليوس أغلب حياته يتعامل مع الحروب و محاولاً مقاومة التعامل مع القبائل الهمجية التي كانت تغير على حدود الامبراطورية |
Ve kendi gerçeklikleri için savaşarak. | Open Subtitles | و بالدفاع عن عالمهم |
Nöbetçilerin gelmelerini bekleyelim, ben onları döveyim, silahlarını alayım,... - ...buradan savaşarak çıkalım. | Open Subtitles | ، ننتظر قدوم الحرّاس ، أنقض عليهم ونأخذ أسلحتهم ، نشق طريقنا للخروج من هنا |