"savaşmaktan" - Translation from Turkish to Arabic

    • القتال
        
    • بالقتال
        
    • الكفاح
        
    • هي أنْ
        
    Başkaları için savaşmaktan bıkmışlardı ve artık kendi hürriyetleri için savaşıyorlardı. TED انتهوا من القتال من أجل الآخرين الآن، قاتلوا من أجل حريتهم.
    Bak silahını ver ve evine git, savaşmaktan sıkıldım artık. Open Subtitles حسناً، أعطني سلاحك و عد الى بيتك، لقد سئمت القتال
    Kanunlara karşı olduğunu biliyorum, ama okulda savaşmaktan ziyade, seni ikna etmeyi seçiyorum. Open Subtitles أعرف ان هذا مخالف للقوانين لكن في المدرسة بدل القتال أختار محاولة إقناعك
    savaşmaktan korkan ve buranın onurunu kirleten, bu adamı atın. Open Subtitles لا أريد لهؤلاء الأوغاد الخائفون من القتال أن يدنسوا هذا المكان الطاهر
    Sizinle birlikte her zaman, her yerde savaşmaktan gurur duyarım. Open Subtitles وساكون فخورا بالقتال بجانبكم بأى وقت وأى مكان
    Bazıları burada sonsuza dek sıkıştığımızı söylüyor. Ama çıkış yolu bulmak için savaşmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Open Subtitles البعض يقول أننا سنعلق بداخلها للأبد، لكننا لن نتوقف عن الكفاح حتى نجد مخرجاً.
    savaşmaktan korkan ve buranın onurunu kirleten, bu adamı atın. Open Subtitles لا أريد لهؤلاء الأوغاد الخائفون من القتال أن يدنسوا هذا المكان الطاهر
    Kavgada ne kadar kötü yaralanırsa yaralansın asla savaşmaktan vazgeçmezler. Open Subtitles الآن ، لا توجد طريقة بأنك سوف تترك القتال أبداً . مهما كنت بجروح خطيرة.
    Ama çölde savaşmak, balta girmemiş bir ormanda, savaşmaktan çok daha farklı... Open Subtitles ولكن القتال في الصحراء يختلف كثيراً عن القتال في غابات الكانوبي
    Çölde savaşmak, balta girmemiş bir ormanda savaşmaktan çok daha farklı elbette. Open Subtitles ولكن القتال في الصحراء يختلف كثيراً عن القتال في غابات الكانوبي
    Genç bir adam için ülkesi ve kraliçesi için savaşmaktan daha onurlu bir şey yoktu. Open Subtitles ما كان هناك شرفاً لشاب أعظم من القتال من أجل الملكة والبلاد
    Yani bu yaratıklar savaşmaktan vazgeçmiyorlar ve evlerine gitmiyorlar. Open Subtitles .اذا هذه الاشياء لن تتوقف عن القتال وتذهب الى منزلهم
    -Umarım. Bak silahını ver ve evine git, savaşmaktan sıkıldım artık. Open Subtitles حسناً، أعطني سلاحك و عد الى بيتك، لقد سئمت القتال
    İnsanoğlu duyguları ve istekleri olduğu sürece asla savaşmaktan vazgeçmeyecek. Open Subtitles البشر لن يتوقفون عن القتال طالما لديهم تلك المشاعر و الرغبات
    Bioroidler ve insanların bir arada yaşamaları tek çözümdü; ama insanlar savaşmaktan hiç vazgeçmediler. Open Subtitles و التعاون بين البيورياد و البشر هي الطريقة الوحيدة لكن , البشر لم يتوقفوا عن القتال
    Doğuda Kızıl Ordu'yla savaşmaktan çok daha kolaydı. Open Subtitles أسهل كثيراً من القتال في الشرق ضدّ الجيش الأحمر
    Savaşacak pek şeyimiz kalmayacak. - savaşmaktan kaçınmak için bu kadar hızlı gidiyoruz. Open Subtitles لن يكون لدينا الكثير لتركة نحن نسرع لتجنب القتال
    Seni cephede savaşmaktan alıp firarileri ve korkakları avlamaya göndermişler. Open Subtitles لقد ابعدوك عن جبهة القتال لتبحث عن الفارين من الجنديه والجبناء ، حسناً ، انا لست هذا ولا ذاك
    Terörizmle savaşmanın yolunun teröristler gibi savaşmaktan geçtiğini ben söyledim. Open Subtitles قلتُ بأنّ الطريقة الوحيدة لمجابهة الأرهاب هي بالقتال كإرهابي ، و قدّ عنيت ما قلت.
    Adamlarım Pendragon sancağı altında savaşmaktan gurur duyar. Open Subtitles رجالي فخورون بالقتال تحت راية الـ"بندراغون"
    Bazıları burada sonsuza dek sıkıştığımızı söylüyor. Ama çıkış yolu bulmak için savaşmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Open Subtitles البعض يقول أننا سنعلق بداخلها للأبد، لكننا لن نتوقف عن الكفاح حتى نجد مخرجاً.
    Halklarımızı kurtarmamızın tek yolu birlikte savaşmaktan geçiyor. Open Subtitles الطريقة الوحيدة لإنقاذ قومينا هي أنْ نتحد معاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more