Ama oğlunu düşünün: babasını sürgün eden ülkeyi savunan bir ABD vatandaşı. | TED | لكن فكّر في ابنه: مواطن أميركي يدافع عن البلد التي نفت أبيه. |
Yuvasını savunan bir tek özgür adam... on paralı askerden daha güçlüdür. | Open Subtitles | و رجل واحد يدافع عن بيته اقويمن.. عشره جنود مختبئين |
Yahudileri savunan bir S.S.! | Open Subtitles | الأس أس هم من يدافع عن اليهود، يظننا حمقى |
Bir yargıç o kasede bakıp da kızını savunan bir baba mı görecek, yoksa çocuklarının veyaletini hak etmeyen vahşi bir baba mı? | Open Subtitles | أتعتقدين للحظةٌ واحدة، أن هنالك قاضٍ ما سينظرُ لهذا الشريط لأب يدافع عن إبنته |
Bunu söylediğim için kendimden iğreniyorum ama Sally, feminizm bazında First Lady'i savunan bir kadın olduğunu ve bunları söylediğini duysa kanalı değiştirir. | Open Subtitles | لقد تقيأت في فمي قليلا لقول هذا لكن كلانا نعلم ان سمع جمهور سالي امرأة يدافع عن السيدة الأولى بناء علىنصرة المرأة , |
Durum yeterince açık. Kendi topraklarını savunan... bir düşmanla karşı karşıyayız. | Open Subtitles | لا يمكنني التشديد أكبر - سوف نواجه عدواً يدافع عن منطقته - |
Ben haklarını savunan bir Amerikan vatandaşıyım sadece. | Open Subtitles | أنا مجرد مواطن أمريكي يدافع عن حقوقه |
Jack, kendisini bir Goa'uld'a karşı savunan bir Düzen Efendisi gibi düşünüyor. | Open Subtitles | يـ(جاك),هو يفكر كلورد نظام يدافع عن نفسه ضد [جواؤلد] آخر |
- Olabilir ama onlar aslında çaresiz küçük kardeş dayak yediğinde onu savunan bir ağabey gibiler hani pastadan biraz yemiştir de o yüzden... | Open Subtitles | -ربما، ولكنهم يمثلون الأخ الأكبر الخير... الذي يدافع عن أخيه الأصغر عديم الحيلة... عندما يتعرض للضرب المبرح... |