| Yani dansta beni öyle nasıl savunduğunu ve söylediğin... o kadar güzel şeyleri düşündüm de. | Open Subtitles | لقد فكرت كيف دافعت عني في الحفلة و كل الأشياء اللطيفة التي قلتها |
| Sadece kendini savunduğunu değil, | Open Subtitles | لا تقول فيه انك دافعت عن نفسك فحسب |
| Kendi düşüncelerini savunduğunu görmek güzel Clark, gerçekten. | Open Subtitles | أحب رؤيتك تدافع عن موقفك ياكلارك أحب هذا فعلاً |
| Öyle mi, neden akıllı arabayı savunduğunu anlayabiliyorum. | Open Subtitles | أجل، حسنٌ، أنا أرى لماذا قد تدافع عن السيارات الذكية. |
| Senin de savunduğunu düşündüğüm. | Open Subtitles | القِيم نفسها التي ظننت أنك تدافع عنها |
| Senin de savunduğunu düşündüğüm. | Open Subtitles | القِيم نفسها التي ظننت أنك تدافع عنها |
| Bu adamı doğradığında kendini savunduğunu söyleyebilirsin ya da cesedi saklayabiliriz. | Open Subtitles | بإمكانك أن تخبريهم أنك كنتِ ... تدافعين عن نفسك ... عندما بقرت بطن هذا الشاب أو بإمكاننا أن نخفي الجثة |
| Sarı adamı neden savunduğunu anlamıyorum. | Open Subtitles | {\pos(190,220)}لا أعلم لم تدافعين عن الرجل الأصفر |
| Kendini savunduğunu varsayıyorum. | Open Subtitles | وأعتقد أن تصرفك كان دفاعا عن النفس |
| Bak Jenny, onu neden savunduğunu biliyorum. | Open Subtitles | -أنظري، جيني . -أعرف لماذا أنت تدافعين عنه . |
| Kansas'ı savunduğunu biliyorum. Bunları bana ne zaman anlatacaktın? | Open Subtitles | أعرف أنك دافعت (كانساس) متى كنت ستخبرني بشأن ذلك؟ |
| Travestilerin haklarını savunduğunu beyan eden ama gerçekte; bunu sadece kadınlar tuvaletini kulllanmak için yapan insanlar. | Open Subtitles | الناس تتدعي انها تدافع عن حقوق المتحولين جنسيا ولكن فقط من اجل استعمال حمامات السيدات |
| Nasıl olup da Meredith'i savunduğunu anlamıyorum. | Open Subtitles | لكني لا أفهم لماذا تدافع عن (ميريدث) |
| Kendini savunduğunu söylüyor. Olay şu ki, iş birliği için Carmen ortalıkta yok. | Open Subtitles | قال أنه كان دفاعا عن النفس المشكلة هي أن (كارمن) اختفت |
| -Onu savunduğunu inkar etme. | Open Subtitles | - لا تنكرين أنكِ لا تدافعين عنه |