Ancak anal dişleri olmayan deniz salatalıkları bile kendilerini savunmak için aletlerle donatılmıştır. | TED | لكن حتى بعض الأنواع التي تفتقر لتلك الأسنان مجهزة بأدوات للدفاع عن أنفسها. |
Duruşman esnasında kendini savunmak için burada olmaman ne kötü! | Open Subtitles | مؤسف لأنك لم تكن هنا وقت محاكمتك للدفاع عن نفسك |
Şimdi kaynaklarımızı bu teknolojileri gezegeni savunmak için araştırmaya ayırma vakti geldi. | Open Subtitles | لذا حان الوقت الآن لتكريس مواردنا.. باستكشاف هذه التقنيات للدفاع عن الكوكب |
Nasıl bir adam ülkesini savunmak için ateşin içine yürür? | Open Subtitles | أي نوع من الرجال يدخل حقلاً من النيران دفاعاً عن بلاده؟ |
Parlayan zırhının içindeki genç kral yaşlı asiye karşı başkenti savunmak için savaşıyor. | Open Subtitles | الملك الفتي في درعه اللامع يقاتل للدفاع عن العاصمة ضد الثوار العجائز الضعفاء. |
Şimdi dışarı çıkın ve birlikleri Ruh Portalı'nı savunmak için hazırlayın. | Open Subtitles | الآن أذهبا إلى الخارج وأجعلا القوات مستعدة للدفاع عن بوابة الأرواح |
Eğer düşmanları savaş açarsa, Kral'ı savunmak için silah stoğum var. | Open Subtitles | لدي مخزن من الأسلحة للدفاع عن الملك إذا أعدائه يريدون الحرب |
Onlara kolonilerini savunmak için büyük çenelerini kullanan gaddar karınca askerlerinin tamamının her zaman dişi olduğunu söylüyorum ve bana çokta inanmış görünmüyorlar. | TED | وعندما أخبرهم أن جنود نمل الجيش الشرسين التي تمتلك فكين كبيرين للدفاع عن المستعمرة دائمًا ما يكونوا إناثًا، لا يبدو أنهم يصدقونني تمامًا. |
Sonuç olarak, grubumuzun kimliğini savunmak için, hem benlik duygumuzu hem de topluluğumuzu korumak için güçlü bir motivasyona sahibiz. | TED | نتيجة لذلك، نحن متحمسون بشدة للدفاع عن هويات مجموعتنا، وحماية كلٍّ من إحساسنا بالذات ومحيطاتنا الاجتماعية. |
Eğer bu, şu yada bu biçimde işlenmiş herhangi bir suç olsaydı, eğer bir adam aç olduğu için bir şeyler çalmış olsaydı,. hatta kendini savunmak için cinayet bile işlemiş olsaydı, o zaman belki polise hiç bir şey söylemezdim. | Open Subtitles | إذا هو كان أي جريمة أخرى إذا رجل سرق لأنه كان جائع، إرتكب جريمة قتل حتى للدفاع عن نفسه، لربما أنا لا يخبر الشرطة. |
Eğer kendimizi savunmak için ateş etmemiz gerekirse tamam. | Open Subtitles | وهناك ثلاثة منا لا بأس؛ إذا اضطررنا لإطلاق النار للدفاع عن أنفسنا؛ |
Sayın Yargıç, babamı savunmak için buradayım. | Open Subtitles | الشرف الخاصة بك، ل أنا هنا للدفاع عن أبي. |
Almanlar Carentan'ı savunmak için sadece bir bölük bırakmış. | Open Subtitles | قال الرقيب إن الألمان تركوا سرية واحدة للدفاع عن كارنتان |
Hayır,önemli değil.Kendimizi savunmak, için bir şeyler buluruz. | Open Subtitles | لا ، ليس بالضرورة , لقد كان دفاعاً عن النفس |
- Sen oğlum, Hristiyanlığın inancını savunmak için kanını dökmeye hazır mısın? | Open Subtitles | -هل أنت يا بني مستعد لسكب دمك دفاعاً عن العقيدة المسيحي ؟ |
Efendi geri döndüğü zaman kendini savunmak için çok güçsüz olacaksın. | Open Subtitles | وعندما يعود السيد، سوف تكون أضعف من أن تدافع عن نفسك. |
Ticarete açığım, ama sizce kendimizi savunmak için bir yol bulmamız gerekmiyor mu? | Open Subtitles | أنا مع التجارة. لكن يجب أن نبحث عن طريق للمساعدة في الدفاع عن أنفسنا؟ |
Görünüşe göre baban kendini savunmak için biraz ölü, beni yakaladın. | Open Subtitles | حسناً،بما أن والدك ميت للغاية ليدافع عن نفسه، لقد تمكنت مني |
Burada teorik fiziği geliştirmek için değil ülkemizi savunmak için bulunuyoruz. | Open Subtitles | نحن لسنا هنا لنعجّل النظريات الفيزيائية,نحن هنا لندافع عن هذه البلاد |
Ülkenizi umursuyorsanız onu savunmak için savaşmalısınız. | Open Subtitles | إذا كنت مهتمّ ببلادك لذا يجب عليك أن تحارب للدفاع عنها |
Onu savunmak için geldiysen gününü boşa harcamış olursun. | Open Subtitles | إن كنت قد جئت هنا لتدافع عن قضيته فزيارتك ليست لها فائدة |
Başka ne kanıtlayabilirler bilmiyorum, fakat eğer jüri, Hammond'u kendini savunmak için öldürmediğin sonucuna varırsa... | Open Subtitles | ولا اعرف ما قد يثبتوه ايضا, ولكن, لو وصل المحلفون الى الأستنتاج بأنك لم تقتلى هاموند دفاعا عن النفس |
Atlantis'i savunmak için herkese ihtiyacınız yok mu? | Open Subtitles | ألا تحتاج من الجميع أن يدافعوا عن أتلانتس ؟ |
Yurdunu savunmak, kendini savunmak için değil... | Open Subtitles | أنتم لاتقاتلون من أجل الدفاع عن البلاد ،أو للدفاع عن أنفسكم. |
Su koruyucuları, bizi hayata tutan şeyi savunmak için kurdukları kamptan zorla uzaklaştırılıyor. | TED | حماة المياه يطاح بهم بالقوة من الخيم التي بنوها ليدافعوا عما يبقينا أحياء. |
Kendiniz savunmak için ne cevap vereceksiniz? | Open Subtitles | ماذا لديك لتقوله دفاعاً عن نفسك؟ |
İngiltere, Belçika'nın tarafsızlığını savunmak için kararlı. | Open Subtitles | بريطانيا تتعهد للدفاع على الحياد البلجيكي |
O halde onu savunmak için yasalar çerçevesinde her şeyi yapmak senin hakkın. | Open Subtitles | إذا لا بأس عليك أن تفعلي كل شيء في حدود القانون للدفاع عنه |