Doğru koşullarda, saydam olan bir şey, dünyadan saklanabilir. | TED | تحت الشرط المناسب، يمكن لشيء شفاف عادة للضوء أن يحجبه عن العالم. |
Burada kolajen lif ağlarıyla birlikte saydam jelatinle.. | Open Subtitles | وهنا نرى أن الجسم الزجاجى مكون من جيلى شفاف .. ِ |
Umarım optik yarı saydam poli-alaşımlı güç çeviriciler birinin retinasına uyar. | Open Subtitles | قط أتمنى أن العدسة الضوئية الشفافة قد تناسب شبكية عين أحدهما |
Sırtındaki ve başının iki yanındaki küçük, saydam yüzgeçleri dalgalandırarak kendini ilerletir. | Open Subtitles | يدفع نفسه بتموج الزعانف الشفافة الصغيرة جدا على ظهره وعلى جانبى رأسه |
Muhtemelen bir moleküler istikrarsızlık belli bölgeleri saydam hale getirmiş. | Open Subtitles | من المحتمل بعض عدم الإستقرار الجزيئي احثت بالناكيد مناطق شفّافة |
O tenin altındaki yarı saydam katmana ulaşmaz ve netlik azalmaz. | TED | إنها لا تدخل في طبقات شفافة تحت البشرة وغير واضحة خارجها. |
Bunun ardından adam sabahları ağzının her tarafında kurbağa yavrusunun kuyruğu gibi saydam bir jöle ile uyanmaya başladı. | Open Subtitles | بعد ذلك، كان يستيقظ كل صباح ليجد هلاماً شفافاً كذيل صغير الضفدع حول فمه |
Kıyafetleri yarı saydam yaparsam... bazı kıyafet hasarlarının iskeletindeki travma ile aynı hizada olduğunu görebiliriz. | Open Subtitles | إذا جعلت الملابس شفافه فسنرى بعض الأضرار في الملابس على طول الرضوح الموجودة في هيكله العظمي |
Yarı saydam eşarp yapsak diyorum. | Open Subtitles | لوشاح صيفي شفّاف. |
Dev saydam yapraklar halinden yarı saydam tuğlalara kadar her şekilde bulabilirsiniz. | TED | يأتي بأشكال مختلفة مثل ألواح ضخمة بالغة الصفاء وحتى القرميد الشفاف. |
Burada kolajen lif ağlarıyla birlikte saydam jelatinle.. | Open Subtitles | هنا نرى أن الجسم الزجاجي يتكون من هلام شفاف |
Şarap kadehinin altı saydam olmasına rağmen ve ışığın içerisinden direk geçmesine rağmen, siz kadehin orada olduğunu bilirsiniz, çünkü arkaplandaki görüntü bozuktur. | Open Subtitles | بالرغم من أن قعر الكأس شفاف والضوء يمر من خلاله فأنت تعلم أنه هناك بسبب هذه الصور المشوهة لديك |
Evet ama yarı saydam matlık pudrası olmalı. | Open Subtitles | أجل، لكن المسحوق الكامديّ النصف شفاف يجب أن يكون ضمنه. |
Maskelerin yüzü örtmesi gerekir ama bu saydam. | Open Subtitles | هدف الأقنعة تغطية الوجوه بينما هذا شفاف |
Tamamen yarı saydam. İçinde görebilirsiniz. | Open Subtitles | يبدو برمته شبه شفاف يمكنك الرؤية خلاله |
Eğer daire ağ ören bir örümceği inceleme fırsatı bulursanız ve umarım bulursunuz bulacağınız şey güzellik armağanı yarı saydam lif bezeleri olacaktır. | TED | فإذا كان لديك الفرصة لتشريح شبكة العنكبوت الفلكية المتموجة واتمنى ان تكون لديكم الفرصة, ما سوف تجدونه هو منحة من غدد الخيوط الشفافة |
Sistem, vücudunuzun geometrisini anlayıp başa takılan veya saydam bir ekranda bu görüntüyü oluşturur. | TED | تلك هي الرؤية التي تحصلون عليها من أجهزة الرؤية الرأسية أو الشاشات الشفافة حين يستوعب النظام هندسة جسدكم. |
Parlama biçiminde yarı saydam bir niteliğe sahip. | TED | والطريقة التي تشع بها، إن لها تلك الخاصية الشفافة |
Pekala, kahverengi, saydam ya da yeşil olmayan her parçaya 5 dolar. | Open Subtitles | ـ 5 دولارات على أى قطعة ليست بنّية أو شفّافة أو خضراء |
Yavaş yavaş birikerek bir çeşit camsı yarı saydam bir tabaka oluştururlar. | Open Subtitles | لكنها تتراكم بالتدريج لطبقة زجاجية شبه شفّافة |
Fonksiyonları değiştirerek, neyin saydam olacağını, neyin görünür olacağını ayarlayabilirim. | TED | وبتغيير وظائف البرنامج يمكن ان اختار الاجزاء التي ستصبح شفافة وتلك التي لن تغدو كذلك |
Yapının, alışveriş merkezindeki yapılar dizisinde oldukça saydam, davetkâr olduğunu görüyor ve içeri bakıyorsunuz. | TED | ترى هيكل كما هو الحال في سلسلة من الهياكل على مول : شفافة جدا، وتدعو للبحث فيها. |
Prensin yavruya yarı saydam bir şeyler giydiririz. Tahtın veliahdına da smokin giydiririz. | Open Subtitles | فترتدي فتاة الأمير ثوباً شفافاً ونجعل الملك المستقبلي يرتدي بذلة رسمية |
Camdan binalar, saydam güneş panelleri. | Open Subtitles | مباني من الواح زجاجيه شفافه للشمس |
Sanırım biraz fazla saydam malzeme kullanmışım. | Open Subtitles | أظن أن الأصلي شفّاف أكثر |
saydam bir ekranı ve parmakları algılayabilen derinliğe duyarlı kameraları birleştirerek, ellerinizi klavyeden kaldırıp üç boyutlu boşluğun içine uzanarak çıplak ellerinizle pikselleri tutabilirsiniz. | TED | من خلال الجمع بين العرض الشفاف وكاميرات العمق من أجل استشعار أصابعك ووجهك، يمكنك الآن رفع يديك من لوحة المفاتيح وتمدها داخل هذا الفضاء الثلاثي الأبعاد وتلتقط بكسلات بيدك المجردة. |