Fakülteyi yönettiğini sanıyor ama 1985'ten bu yana saygın bir eser bile yayınlamamış. | Open Subtitles | هو يعتقد أنه يدير المنشاة لكنه لم يقم بنشر شيئاً محترم منذ 1985 |
Örnek bir hayırsever, büyük bir üniversitede saygın bir hocayım. | Open Subtitles | شمّاس في كنيستنا نموذج خيّر أستاذ محترم في جامعة كبيرة |
Neden senin gibi saygın bir doktor, karaborsa organ satışına bulaşır? | Open Subtitles | لم طبيب محترم مثلك يتورط في بيع أعضاء في السوق السوداء؟ |
Evlilik saygın bir iş mi, yoksa bir yatırım mı? | Open Subtitles | هل الوظيفة محترمة ؟ هل يوجد حساب بنك جيد ؟ |
1690'da bir piskopos Juana’nın saygın bir vaaza dair kişisel eleştirisini yayınladı. | TED | في عام 1690، نشر أسقف سور خوانا نقدًا خاصًا لموعظة محترمة. |
Baban saygın bir özel güvenlik danışmanı. Ayrıca lisanslı bir silah satıcısı. | Open Subtitles | إن أباكِ مستشار أمنى خاص ذو مركز مرموق ولديه رخصة فيدرالية تُتيح له بيع الأسلحة النارية |
Onlar şimdi Michigan Devlet üniverstsinde saygın birer profesör. ama gün içinde geri dönebileceğimi size temin ederim, biz saygın bir ekip değildik. | TED | كل منهم الاَن بروفيسور محترم في جامعة ميتشغن لكنني بإمكاني التأكيد لكُم أننا في ذلك الوقت لم نكن فريقاً مُحترماً |
Harika bir adam ve saygın bir topluluk lideriydi. | TED | هو رجل رائع ورجل قرار محترم جدًّا في مجتمعه. |
Burası saygın bir motel. | Open Subtitles | فى المرة القادمة لا تاتى الى هنا فانا ادير مكان محترم |
saygın bir aptala ihtiyacım vardı ve doğal olarak ölüm korkusu işbirliğine aşırı derecede boyun eğdirebilecek birini seçtim. | Open Subtitles | لقد كنت بحاجة إلى مغفل محترم و بطبيعة الحال لقد اخترت رجلاً ، ربما يجعله خوفه |
Dışarı çıktı ve merdivenlerden bir çırpıda indi.. ..saygın bir doktordan ziyade heyecanlı bir çocuk gibiydi. | Open Subtitles | قفز على درجات السلم مثل تلميذ متحمس و ليس طبيب محترم |
Princeton'da mütevazı, saygın bir ekonomi profesörüydün. | Open Subtitles | كنت بروفيسور فى الاقتصاد فى برنستن متواضع ولكن محترم |
Dr. Markway eğitim görmüş bir antropolog... ve üniversitede saygın bir öğretim üyesidir. | Open Subtitles | الدكتور ماركواي عالم إنسانيات مدرب عضو محترم بكلية جامعية |
Dilersen gül, ama tiyatro saygın bir meslektir. | Open Subtitles | يمكنك ان تضحك، على الاقل التمثيل بالمسرح مهنة محترمة. |
Hepsi de kendince saygın bir hayat sürdürüyorlar ama... kendince sorunları var, ve içlerinde küçük bir hırsız yaşıyor. | Open Subtitles | كلهم يعيشون حياة طبيعية و محترمة و لكن كلٍ لديهم مشاكله و كلهم لديه بعض اللصوصية فى طبعه |
Bunu saygın bir iş olarak kontrol etmek isterim. | Open Subtitles | فلا يمكنهم الرفض , أريد السيطرة على هذة التجارة و جعلها محترمة |
Biraz da olsa soylu kanı olan saygın bir dulun kızıydım. | Open Subtitles | وكنت ابنة أرملة محترمة ببعض من الأصول نبيلة |
Babam saygın bir özel güvenlik danışmanı ve lisanslı bir silah satıcısıdır. | Open Subtitles | إن أبى مستشار أمنى خاص ذو مركز مرموق ولديه رخصة فيدرالية تُتيح له بيع الأسلحة النارية |
Şimdi elimde gerçeği açıklamaya yakın oldukça saygın bir gazete var. | Open Subtitles | الآن لدي صحيفة مُحترمة تقترب لكشف الحقيقة. |
O çok öncedendi. O zaman saygın bir bilim adamı idim. | Open Subtitles | كان هذا منذ زمن، عندما كنت عالماً محترماً |
Amca babama söyle, oldukça saygın bir yere iş başvurusunda bulundum. | Open Subtitles | عمي، أخبر والدي أن لدي مقابلة مع محطة مرموقة |
Ayrıca aynı katta çalıştığım saygın bir doğum uzmanı reklam verdi. | Open Subtitles | إضافةً إلى , a مُحترم جداً إخصائي الولادة على أرضيتِي عَمِلَ هو، |
Ama önce kürsüye Florida'dan çok saygın bir beyefendiyi davet etmek istiyorum. | Open Subtitles | أسعد بفسح المجال للحديث للرجل المحترم من "فلوريدا" |