"saygıyı" - Translation from Turkish to Arabic

• الاحترام
• الأحترام
• إحترام
• احترام
• الكرامة
• التقدير
• بالإحترام
• الإحترام
• مع تبجيل
• احترامه

Otoriteye karşı gelerek erkek iş arkadaşlarınızdan beklediğiniz saygıyı alabileceğinizi düşünürsünüz.
تظنين بتمثيلك القانون ستحصلين على الاحترام الذي ترغبينه من رفقائك الذكور

Karar verirken bu saygıyı etkin kılın.
‫تأكد من أن الاحترام يلعب دورًا‬ ‫في عملية صنع القرار.‬

Ve bu sadece önemsediğimizi değil, onların perspektifini dinleyecek saygıyı duyduğumuzu gösteriyor.
وهذا يظهر لهم أننا لا نهتم لأمرهم وحسب ولكننا نكن لهم الاحترام ونستمع إلى وجهة نظرهم.

Sana burada nasıl davranıyorlar? Bir polis katilinin hakettiği saygıyı göstermediklerini söylemek yeterli.
دعنا فقط نقول أنني لا احصل علي الأحترام المناسب لقاتل شرطة

İlk olarak sizi, mahkemelerin yüceliğine saygıyı öğretmek için soğuk bir hücreye tıkabilirim.
الأول، يمكننى أن أدعك تتنتظر طويلا فى زنزانتك ..حتى تتعلم إحترام كرامة

Yaşlı insanlara saygıyı vurgulayan kültürel değerler yaşlıların ABD'deki düşük sosyal durumlarıyla çelişir.
قيم ثقافية تشدد على احترام المسنين في مقابل حالة هؤلاء المسنين المتدنية في الولايات المتحدة

Yakalanan adam saygıyı hak etmez, öyle değil mi?
الرجل الذي يجعلهم يمسكون به لا يستحق الاحترام اليس كذلك

Hak ettiğin saygıyı kazanmanın bir yolu var. Balboa'ya meydan oku.
هناك طريقة لتنال الاحترام الذى تستحقة لاكم بالبوا

Papa en büyük saygıyı hak eder.
كبير الكهنة طلب أن نتصرف في غاية الاحترام والتواضع

Bana hakkettiğim saygıyı göstermeliler.
يجب عليهم أن يبدوا لي الاحترام الذي أستحقه

Bunlar toplumda kendiliğinden doğan nesilden nesile geçerek yerleşen sosyal davranışımızı düzenleyen kişilerin karşılıklı ilişkilerinde saygıyı, sevgiyi...
والتي هي بديهية ويتناقلها الناس جيلاً بعد جيل وهي مبنية على الاحترام و..

Bakın, Brian'ın tek istediği bize gösterdiği saygıyı görmekti.
انظروا .. كل ما أراده براين منا هو نفس الاحترام الذي يكنه لنا

Ben de diğer üniversite-terklerin sahip olduğu saygıyı hakediyorum.
أستحق نيل نفس الاحترام الذي يناله أي تارك للكليّة.

Sana göstermem gereken saygıyı göstermediğimi biliyorum.
أعرف أنني لم أعطى لك الاحترام الذي ينبغي ان اعطه لك.

Yani şunu diyorum ki, etrafta ekipler varken bana doğru saygıyı göstermelisin.
لذا حين نكون وسط أفراد الشرطة الآخرين عليكَ إظهار الاحترام المناسب

Bana layık olduğum saygıyı gösterirsen hiçbirini göndermem.
لن يذهب إلى اى مكان لو اظهرتى لى الاحترام الذى استحقه

Bir gün hak ettiğimiz saygıyı kazanacağız.
وسننال على الاحترام الذي نستحقه وسنستعيد كلفونيا

Bu saygıyı eğlenceli bir şeye çevirecek bir şey giyiyorum.
لدي رداء سيحول هذا الأحترام إلى شيء ممتع

Hayatını ülkesine adamış bir subay bana duyulandan, çok daha fazla bir saygıyı hakeder.
الضابط الذي يضحي بحياته من أجل بلاده يستحق إحترام أكثر بكثير مما أستحق

Yargı Çemberi öz saygıyı yok etmekte çok başarılıdır.
دائرة الحكم لم تفشل أبداً في تحطيم احترام ذاتهم

Kendi ayakları üzerinde durabilmesini ve kendine saygıyı kazanmasını istiyorum.
وأنا أريد لها أن تعول نفسها بشيء من الكرامة

En azından aramızdaki saygıyı korumuş oluruz.
علي اقل التقدير يمكن ان نبقي المظعر محترم

Birkaç kadın grubunun önüne çıkar beni, böylece karşılıklı saygıyı hatırlatalım.
أقدم لكم الجديد إجعلنى أمام مجموعة من التجمعات النسائية حتى يمكننا تذكيرهم بالإحترام المتبادل

Biraz karışık dostum,öylece dalamazsın. Kimse sana saygı duymaz, o saygıyı kazanman lazım.
الأمر معقد , لن تغوص هكذا وحسب لا حد يحترمك دون كسب الإحترام

Bir grup moda düşkünü kız ve acemi zamparaya Hawthorne, Whitman ve Poe'ya saygıyı aşılamaya çalışıyorum.
حاولت التدريب على التطريز مع تبجيل (هاوثورن) و(ويتمان) و(بو)

Çünkü katil, benim dediğim öne sürülen şeyleri okursa, bir rakibi olarak bana duyduğu saygıyı kaybedecektir.
لأنه إن قرأ القاتل ما يفترض أني قلته سيخسر كل احترامه لي كخصم