Şu virüsü yayma fikrin başka seçeneğin yoktu, değil mi? | Open Subtitles | خطتك لإطلاق ذلك الفيروس لم يكن لديك خيار آخر، صحيح؟ |
Çok kötü bir şey yapacaktı, seçeneğin yoktu. | Open Subtitles | لقد كان سيقوم بشيء مريع، لم يكن لديك خيار |
Torunumu kraliyete vermekten başka seçeneğin yoktu yani, öyle mi? | Open Subtitles | إذًا لم يكن لديك خيار سوى أن تسلم حفيدتي إلى العائلة الملكية؟ |
Senin de silah deposundan silah çalmaktan başka seçeneğin yoktu. | Open Subtitles | لذا لم يكن لك خيار سوى سرقة الأسلحة من المستودع |
Tamam, tamam, sorun değil. Başka seçeneğin yoktu farkındayım. | Open Subtitles | لا بأس لا بأس , أتعلم ماذا أنا أعلم أنه لم يكن لديك الخيار |
Başka seçeneğin yoktu. | Open Subtitles | لم يكن أمامك خيار آخر. |
Başka seçeneğin yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديك خيار غير أن تفعل ذلك |
Sen de bununla yüzleştin. Başka seçeneğin yoktu. | Open Subtitles | لقد تواجهت معها لم يكن لديك خيار |
Ne için başka seçeneğin yoktu? | Open Subtitles | لم يكن لديك خيار آخر حول ماذا ؟ |
Başka seçeneğin yoktu. Yakınlık bizi öldürebilirdi. | Open Subtitles | لم يكن لديك خيار الجماعة كانت ستقتلنا |
- Başka seçeneğin yoktu. Kaderdi. | Open Subtitles | لم يكن لديك خيار لقد كان قدره |
Başka seçeneğin yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديك خيار |
Senin başka seçeneğin yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديك خيار |
Başka bir seçeneğin yoktu ki. | Open Subtitles | لم يكن لديك خيار أخر |
Hiçbir seçeneğin yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديك خيار |
Başka seçeneğin yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديك خيار آخر |
Başka seçeneğin yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديك خيار. |
Senin de silah deposundan silah çalmaktan başka seçeneğin yoktu. | Open Subtitles | لذا لم يكن لك خيار سوى سرقة الأسلحة من المستودع |
Başka seçeneğin yoktu, farkındayım. | Open Subtitles | أنا أعلم أنه لم يكن لديك الخيار |