Yüzüğün beni seçmesinin sebebi bu işte. | Open Subtitles | لقد اختارني الخاتم لسبب، وهذا هو السبب. |
Yüzüğün beni seçmesinin sebebi bu işte. | Open Subtitles | لقد اختارني الخاتم لسبب، وهذا هو السبب. |
Ama belki de Dedektif'in her seferinde Dünyalı bir yardımcı seçmesinin bir sebebi vardır. | Open Subtitles | و لكن ربما هناك سبب لإختيار المحقق دائماً لشركاء من البشر |
Dediklerine göre, yüzüğün beni seçmesinin nedeni, benim bile henüz farkında olmadığım bir şeymiş. | Open Subtitles | قالوا ما كان الخاتم ليختارني لو لم يرَ شيئاً.. شيء لست أراه حتى الآن. |
Ailemin onu seçmesinin nedeni de bu. | Open Subtitles | اختارتها العائلة أيضا بسبب ذلك |
ya da pardon, Terapinin beni seçmesinin nedeni, demem gerekir... benim bir empat* olmamdan kaynaklanıyor. | Open Subtitles | سببُ اختياري للعلاج النفسي أو المعذرة، سببُ اختياره لي |
Bak, ona karşı olmanı sevmiyor olabilir... ama sanırım seni seçmesinin sebebi de bu. | Open Subtitles | ...تعرف, قد لا يحب أن تواجهه لكني أشك أن لهذا السبب إختارك |
Yüzüğün beni seçmesinin bir nedeni var. | Open Subtitles | لقد اختارني الخاتم لسبب ما |
Partisinin onu seçmesinin sebebi de bu olsa gerek. | Open Subtitles | من المحتمل ذلك السبب . لإختيار حزبه له |
Drake'in seni seçmesinin bir sebebi var. | Open Subtitles | هناك سبب لإختيار (دريك) لك |
Dediklerine göre, yüzüğün beni seçmesinin nedeni, benim bile henüz farkında olmadığım bir şeymiş. | Open Subtitles | قالوا ما كان الخاتم ليختارني لو لم يرَ شيئاً.. شيء لست أراه حتى الآن. |
Catherine'in kendisinin seçmesinin onu mutlu edeceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | أعتقد أن (كاثرين) ستكون أكثر سعادة لو اختارتها بنفسها |
Eğer beni seçmesinin nedeni buysa... | Open Subtitles | إن كان هذا هو سبب اختياره لي... |
Yani, o dağa tırmanmak için Oxford mezunu birini kılavuz olarak seçmesinin bir sebebi olması lazım. | Open Subtitles | ليس من العدم اختياره لـ"شيربا" تلقى تعليمه في (أوكسفورد) ليدلّه |
Belki de seni seçmesinin nedeni budur. | Open Subtitles | ربما إختارك لهذا السبب |