"seçtiğini" - Translation from Turkish to Arabic

    • اخترت
        
    • اختار
        
    • اختارت
        
    • يختار
        
    • اختارني
        
    • اختياره
        
    • إختار
        
    • إخترت
        
    • اخترتِ
        
    • اختارك
        
    • إختاره
        
    • اخترته
        
    • اخترتي
        
    • اخترتني
        
    • اخترتَ
        
    Gerçek anlamda doktorluk dururken niye bu işi seçtiğini anlayabiliyorum. Open Subtitles أفهم الآن لماذا اخترت هذا النوع من العمل بدلاً من أن تكون طبيباً حقيقياً إنه عمل سهل
    Bu Mikhail'in neden Nice'te bir banka seçtiğini açıklıyor. Open Subtitles هذا يشرح لماذا ميخائيل اختار البنك الموجود بنيس.
    Kurbanlarını doğumgünlerine göre seçtiğini mi düşünüyorsun? Open Subtitles هل تقول أنها اختارت ضحاياها بناءاً على توايخ ميلادهم؟
    Sadece sisteminizin neyi seçtiğini değil, nereden bakmaya başlayacağınızı bile bilmiyorsunuz. TED ليس فقط أنك لا تعلم ما يختار نظامك، أنت لا تعلم أيضاً أين يجب أن تبدأ النظر.
    Beyaz Saray'ın kadınım diye beni seçtiğini düşünüyor. Open Subtitles يعتقد بأن البيت الابيض اختارني فقط لأني امرأة.
    Neden beni seçtiğini bilmiyorum ama yine oluyor. Open Subtitles لا أعرف سبب اختياره لي، لكنه يحدث مجدّداً.
    SD-6'nın niye orayı seçtiğini anlayabiliyorum. Open Subtitles أنا يمكن أن أرى لماذا SD-6 إختار ذلك، لكن هناك طريق أفضل
    Onun tarafını seçtiğini fark ettiğimde yıkıldım. Open Subtitles لقد كانت ضربه عندما اكتشفت انك إخترت جانبه
    Yardım hattını neden seçtiğini hâlâ anlamış değilim. Open Subtitles لم أفهم قطّ لم اخترت الخطّ الساخن على أيّة حال
    Bu kadar uzun düşünmenden sonra ne seçtiğini bilmek çok güç. Open Subtitles من الصعب قول ماذا اخترت شخص صارماً ، لكن لابد أن أذهب مع
    Çoktan yolunu seçtiğini sanıyordum. Open Subtitles ظننت أنك اخترت حقاً الطريق الذي ستسلكينه
    Katilin o kurbanı neden seçtiğini anlamamızı kolaylaştırıyor. Open Subtitles ذلك يساعدنا لتحديد لم اختار القاتل هذه الضحية بالتحديد
    Tanrıların yanına dönme zamanı geldiğinde ise bizim yanımızda kalmayı seçtiğini. Open Subtitles وعندما حان وقت عودته لهم اختار أن يبقى معنا بدلآ من ذلك
    Saat Kulesi'nden birini Efendi olarak seçtiğini söylüyor. Open Subtitles كُتب فيه أن الكأس اختارت سيدًا من القيادة العليا لمجلس السحرة، أي برجَ الساعة
    Beşikte onu kabul ettiği için Wallace'ı seçtiğini söyledi ve ondan itibaren o, onun için bir düş kırıklığı oldu. Open Subtitles خصوصا قتل أحد طفليها لقد قالت أنها اختارت والاس لانه ساندها من مهده وانه اصبح خيبة أمل لها منذ ذلك الحين
    Onları nasıl seçtiğini öğrenmek istiyorsun, değil mi? Open Subtitles تريد أن تعرف كيف يختار ضحاياه أليس كذلك؟
    Dobel bizim seçmediğimizi, kanımızın bizim için seçtiğini söylüyor. Open Subtitles دوبيل يقول بأنّنا لا نختار، دمّنا يختار لنا.
    Sonra elçi geldi ve Elohim'in beni seçtiğini, kral olacağımı söyledi. Open Subtitles و من ثم ظهر النبي و... وقال لي ان الرب اختارني
    Babanın gittiğini nasıl bildiğini ya da aileleri nasıl seçtiğini bilmiyorsunuz. Open Subtitles ليس لديك أدنى فكرة عن كيفية معرفته بسفر الأب أو كيفية اختياره لهذه العائلات
    Ama neden bu boydaki endotrakeal tüpü seçtiğini söyleyebileceğinden emin değilim. Open Subtitles ولكنني لست متأكدة إن كان بإمكانكِ إخباري لماذا اخترتِ ذلك القياس للأنبوب الرغامي.
    Büyük Ortaklar'ın seni neden seçtiğini anlayabiliyorum. Open Subtitles استطيع أَنْ أَرى لِماذا اختارك الشركاء الكبار
    Yeniden yayındayız. Bize seyircinin kimi seçtiğini tekrar söyle. Open Subtitles لقد عدنا، الآن عليكِ أن تذكريننا بما إختاره الجمهور
    Sen hangisini seçtiğini biliyorsun, pişman olacağına ölürsün. Open Subtitles نعلم ما الذي اخترته انت ومُت نادماً عليه من قال هذا؟
    "Temiz Gençler" tişörtünü giymezsen, erkekler bakire hayatı yaşamayı seçtiğini nereden bilecekler? Open Subtitles كيف يمكن للصبيان ان يعرفوا انك اخترتي نوع حياة العزوبية عندما لا ترتدين قميصك الخاص بالمراهقة الطاهرة ؟
    Smokinciye uğrayıp, sonra da tüm aileme beni sağdıç olarak seçtiğini anlatmam gerek. Open Subtitles علي إتمام إخبار عائلتي كلهم بأنك اخترتني كإشبينك
    O sıralarda niçin Londra'ya gitmeyi seçtiğini açıklamalısın. Open Subtitles لابد أن تفسر لمَ اخترتَ ذلك التوقيت بالذات للذهاب إلى لندن.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more