"seansına" - Translation from Turkish to Arabic

    • جلسة
        
    • لجلسة
        
    • بجلسة
        
    • كجلسة
        
    Homer, buraya gelir gelmez, ilk evlilik danışmanlığı seansına başlayacağız. Open Subtitles سوف نبدأ أول جلسة استشارية حالما يصل هومر إلى هنا
    Piranha kodlama seansına başladığında biraz sersemleşir. Open Subtitles حين يندمج البريانا في جلسة التشفير يصبح مستهتر قليلاً
    Şu an bir terapi seansına girmesi gerekiyordu. Open Subtitles رئيسي هو السيد على النقالة يفترض له ان يتلقى جلسة علاج الأن
    Eğer Louis ve arkadaşlarını Cadılar Bayramı seansına çağırırsa Louis'in ona âşık olacağını söylemişler. Open Subtitles اخبروها بانها اذا دعت لويس وبعض اصدقائها لجلسة تحضير اروح ليلة عيد القدسين سيقع لويس في غرامها
    Kimse beni terapi seansına gideceğimiz konusunda uyarmadı. Open Subtitles لم يخبرنى أحد بأننا ذاهبون لجلسة علاج
    İkinci kemoterapi seansına gidecek mi? Open Subtitles هل ستقوم بجلسة العلاج الكيميائية الثانية ؟
    Bu, sorgudan çok, terapi seansına benzedi. Open Subtitles هذه تبدو كجلسة علاج نفسي أكثر من عملية إستجواب.
    Gece seansına bir anneden daha iyi kim katılıp savunma yapabilir ki? Open Subtitles ومن أفضل من يناقش في جلسة تستغرق طوال الليل من أمٍ تقضي ليلها ساهرة على أية حال؟
    Çevirdiğin gösteri sayesinde yemeği terapi seansına dönüştürdü. Open Subtitles شكرا لك على حيلتك السخيفة ستحول العشاء الى جلسة علاج نفسى
    Yarın öğleden sonra aileni grup seansına alıyorum. Open Subtitles سأطلب من عائلتك القدوم لحضور جلسة جماعية غداً بعد الظهر.
    Sosyalleşmek ya da hızlı bir terapi seansına girmek istiyorsan git şurada yap. Open Subtitles أتناول غدائي - حسناً , لو أردتِ التحدث - أو أن تثرثري حيال يومكِ , أو الدخول إلى جلسة نفسية كما تعرفين , اذهبي إلى هناك
    Yoksa onları çiftler seansına mı dahil edeyim? Open Subtitles أحضرهما من أجل جلسة زوجين
    Eğer Mia ile olan kayıt seansına gitmezsem Chelsea hala ona karşı hislerim olduğunu düşünecek. Open Subtitles (إذا تركت جلسة التسجيل مع (ميا ستظن (تشيلسي) أنني لا أزال أحمل مشاعر تجاهها
    Carol'un seansına gidip kendi gözlerinizle görüp karar verin. Pozitif düşünün. Open Subtitles {\pos(192,230)}،(يُفترض أنّ أقاطع جلسة (كارول حتى يتسنّى لكما رؤيتها، و التيقّن من حالها.
    Acil bir telefon seansına ihtiyacım vardı. Open Subtitles كنت بحاجة لجلسة على الهاتف مع الطبيب
    Öfke kontrolü seansına gitmeliyim. Open Subtitles أنا ذاهبٌ لجلسة ضبط النّفس
    Meridian'ı daha öldüremem. Bir terapi seansına daha ihtiyacım var. Open Subtitles "لا يمكنني قتل (ميريديان) بعد أحتاج لجلسة علاج أخرى"
    Diğer herkes de kafeteryadaki grup terapi seansına gelsin. Open Subtitles المُتبقين, سوفَ نقوم بجلسة علاج جماعية في الكافيتيريا
    Kitty bir dahaki kemoterapi seansına gitmeyebileceğini söyledi. Open Subtitles فـ "كيتي" تقول أنها ربما لن تقوم بجلسة العلاج الكيميائي مرة أخرى
    Bir pratik seansına daha var mısın? Open Subtitles أتريدينَ القيام بجلسة تمرين أضافية؟
    Koltukta mı, tuvalette mi oturuyorsun? Bu konuşma terapi seansına benzedi. Open Subtitles هل أنتِ تجلسين على أريكة أم مرحاض لأنّ هذه كجلسة علاج نفسية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more