Seninle öfke kontrolü seanslarına devam etmek istiyorum ama bu sana bağlı. | Open Subtitles | أرغب بإكمال جلسات ضبط النّفس معك .. ولكنّ القرار بيدك |
Şu terapi seanslarına çok önem veriyorlar. | Open Subtitles | انهم متميزون جدا في طرق جلسات العلاج النفسي |
Aptalın teki olduğundan, cerrahidekilerin terapiye gittiğini bilmesini istemiyorsun bu da yakında biriyle yapılacak öğle saati seanslarına zorluyor. | Open Subtitles | لإنك أحمق لا تريد أن يعرف أحداً في الجراحة أنك تذهب للعلاج النفسي هذا يقيدك إلي جلسات الغداء |
Kayıt seanslarına gelmiyorsun. | Open Subtitles | هذا بسبب عدم حضورك لجلسات التسجيل. |
Angkar sizi kendinizi yeniden yapılandıracağınız eğitim seanslarına çağırıyor. | Open Subtitles | ...أنجكار تدعوكم لجلسات فكرية دراسية... لتعيد بناء نفسك |
Rehberlik seanslarına katılıyorum, oradan. | Open Subtitles | ذلك بسبب جلسات إستشارتي |