Ortada hiç sebep yokken kendi kendine ateş alan bedenler. | Open Subtitles | الأجسام وضعت ملتهبة بدون سبب حاسم من الإحتراق. |
Bazen sınıfta otururken, penisim hiç bir sebep yokken sertleşiyor. | Open Subtitles | أحيانا,عندما أجلس في الصف قضيبي ينتصب بدون سبب. |
Ve görünürde bir sebep yokken aniden kurtulduğu oluyor muydu? | Open Subtitles | وهل استفاق منها فجأة هكذا بدون سبب واضح؟ |
Bak, bir kız, ortada sebep yokken kendini öyle parçalamaz. | Open Subtitles | أنظر، الفتاة لن تُمزّق نفسها هكذا بلا سبب |
Pek sayıImaz. SağIıklı bir vücut, ortada bir sebep yokken, kendi kendine kanı dışarı atmaz. | Open Subtitles | جسم سليم، لايقوم عفوياً بلفظ جالون وربع من الدم بلا سبب |
Geri kalan vakalarda ise hiç bir sebep yokken yapmış bir kaçık oluyor. | Open Subtitles | والباقي يكون المجرم مجنوناً مشوش العقل يفعلها بدون أي سبب |
Sonra sessiz sakin hücreler ölür, bu yüzden ortada hiçbir sebep yokken her şeyi bağırarak söylemeye başlarsın. | Open Subtitles | وبعد ذلك، عندما تموت بقية الخلايــا .سوف تصرخ من دون سبب إطلاقاً |
Bakıcı annelerim hiç sebep yokken ve her sebepten beni döverlerdi. | Open Subtitles | مشرفاتي في دار الحضانة كانوا يضربنني دائما بدون سبب ولأي سبب... |
Bu benim, yakışıklılığınla tatlı voodoo büyüsü gücünü kullanarak ona büyü yaptığını ve hiçbir sebep yokken okula silah getirmesine ve sakarlaşarak silahı yere düşürüp iki kez ateş almasına sebep olduğunu düşünmemi sağlıyor. | Open Subtitles | ذلك يجعلني أظن أنك إستخدمت قوة وسامتك السحرية لتضع لعنة عليها التي جعلتها تحضر مسدس إلى المدرسة بدون سبب |
Ve oymak beylerimin ortada hiç bir sebep yokken beni yumruklamalarına izin veriyordum. | Open Subtitles | ولقد اعلامي ان الكشافة قامت بضربي بدون سبب حقيقي |
Sonra masamı soyup soğana çevirdi, 50 bini aldı ve ortada bir sebep yokken kafayı yedi ve belki de dünyadaki en iyi 2 arkadaşımı vurdu. | Open Subtitles | ثم فتح مكتبي واخذ ال50 ألف بدون سبب لقد جُن واطلق النار ربما على اعز صديقين لي في العالم كله |
Ortada bir sebep yokken Fransızca kelimeler kullanılmaya başlanır. | Open Subtitles | يبدأ بإستخدام كلمات فرنسية بدون سبب |
Benim adım Nicky... ve bütün hepinizi hiçbir sebep yokken öldüreceğim. | Open Subtitles | إسمى: نيكى ......... وسأقتلكم جميعا بدون سبب |
Hiç sebep yokken tuhaf davranmaya başladı. | Open Subtitles | هي هي بدأت بالتصرف بشكل غريب بدون سبب |
sebep yokken kavga ettin. | Open Subtitles | تتشاجرى بدون سبب رئيتك تزدادى وزنا |
Sanırım, ortada hiç bir sebep yokken senin de onu terk ettiğini düşünüyor üstelik sen onun oğlusun, ve onu seviyorsun. | Open Subtitles | اظنها قد تقدر لك مرورك بلا سبب اخر عدا لانك ابنها وتحبها |
Ben altı yaşımdayken babam ortada hiçbir sebep yokken annemi terk etti. | Open Subtitles | أنظر , عندما كنت بالسادسة, أبي ترك أمي بلا سبب يذكر |
Bugün, neredeyse hiçbir sebep yokken beni yerin dibine soktu. | Open Subtitles | أعني، لقد كادت تقطع رقبتي اليوم بلا سبب |
Ortada bir sebep yokken arkadaşlar birbirini öldürmeye çalışmaz. | Open Subtitles | الاصدقاء لا يحاولوا قتل بعض بلا سبب |
Zaten hemşire sayısı az. Dr. Kelso, iki hemşireyi daha ortada sebep yokken kovdu. | Open Subtitles | نحن ناقص الأيدي العاملة، و طَردَ الدّكتورُ كيلسو ممرضتان بدون أي سبب. |
Ortada hiçbir sebep yokken, birisi gece köye gizlice girerek boğazını kesti. | Open Subtitles | بدون أي سبب واضح تسلل أحداً ما الى قريتها و نحر حنجرتها في الليل |
Ortada bir sebep yokken, karısının güçlü bir adamı kıskanması ile ilk kez karşılaşmıyoruz. | Open Subtitles | فإنه لن تكون أول ساعة زوجية لرجل قوي و غارت من دون سبب |