"sebepler yüzünden" - Translation from Turkish to Arabic

• لأسباب
• للأسباب التي

Yasal sebepler yüzünden bir Sentetik kendi kendini kontrol edemez.
لأسباب قانونية، هي الاصطناعية الأجهزة لا يمكنها القيام بفحص الذاتي

Bana göre anlamlı olan sebepler yüzünden, insanlarla ilişkimi kestim.
لقد أنتهت صلتى بالمجتمع لأسباب تبدو جيدة بالنسبة لى

Onu sadece coğrafi sebepler yüzünden unutmam gerektiğini mi söylüyorsun?
إذاً , أنتي تقولين أنه عليَ أن أنسى أمره تماماً لأسباب جغرافية

11 milyonun, hatta yarısının bile, küçük gruplar hâlinde infazı Dr. Meyer'ın söylediği sebepler yüzünden, aptalca olur.
... سيكون أسينين، للأسباب التي ذكرها الدكتور ماير.

Ama sandığın sebepler yüzünden değil.
و لكن ليس للأسباب التي تعتقدينها.

Julius Backe kişisel sebepler yüzünden çekildi.
جوليوس باكي اضطر إلى الانسحاب لأسباب شخصية

Belki de kendince sebepler yüzünden, ki bu sebepler hakkında soru sormamı istemezsin.
وهو ربما , لأسباب خاصة بك حولأمرأنامتأكدإنكلاتريدني أنأستفسرحوله،

Yanlış sebepler yüzünden evlenmek, bu kadar perişanlık doğurdu.
الزواج لأسباب غير صحيحة تصبح نهايته بائسة

- Otopsi sonucuna göre doğal sebepler yüzünden ölmüş.
نتائج التشريح تشير إلى أنها توفيت لأسباب طبيعية

Politik sebepler yüzünden internete yüklediği ifadesi doğru değil.
غير صحيح انه وضع الحلقه في الانترنت لأسباب سياسيّه

Ama ben iyi bir vatandaş olmama rağmen ulusal popülizmdeki artış yüzünden artık elimde olmayan sebepler yüzünden, kendi hükûmetimin bana zarar verebileceği düşüncesiyle yüzleşmek zorundayım.
مع تصاعد القومية الشعبوية، رغم كوني أفضل مواطن يمكن أن أكونه، يجب علي الآن العيش مع فكرة أن حكومتي يمكن أن تؤذيني لأسباب لا يمكنني التحكم فيها.

Ama daha az saygıdeğer sebepler yüzünden.
لكن لأسباب أقل خطورة من والده.

Bundan çok daha aptalca sebepler yüzünden kıyafetlerimi çıkardığım oldu.
لقد خلعت ملابسى لأسباب اغبى من هذا

Profesyonel sebepler yüzünden, iş yerinde arkadaşIığımızı gizliyoruz.
ونحن نخفي صداقتنا في العمل لأسباب مهنية

İnsanlardan başka sebepler yüzünden nefret etmelisiniz.
يجدر بنا ان نكره الناس لأسباب اخرى

Bir felaket olurdu efendim. Aşikâr sebepler yüzünden.
كارثة يا سيدتي لأسباب واضحة وجلية.

Caroline, hiç kimse saçma sapan sebepler yüzünden aklının karıştırılmasını hak etmez.
(كارولين) ، لا يستحق أحد أنّ يُعبث بعقله، لأسباب سطحية.

Tanrı sebebini biliyor. Anlayamadığım ve anlayamayacağım sebepler yüzünden.
لأسباب لم ولن أعرفها

Ama düşündüğün sebepler yüzünden değil.
لكن ليس للأسباب التي تظنّها.