Mesela, Fransızca ve İspanyolcada masa kelimesi, bir sebepten ötürü dişil olarak kullanılır. | TED | فعلى سبيل المثال، في االفرنسة والإسبانية لسبب ما كلمة طاولة هي إسم مؤنث. |
Kendime her şeyin bir sebepten ötürü olduğunu söyleyip durdum. | Open Subtitles | أنا أظل أخبر نفسي دائما أن كل شيء يحدث لسبب |
Ve bir sebepten ötürü üstünde dans etmeyi bırakamıyor gibi duruyorsun. | Open Subtitles | و لسبب ما لا يبدو أنك ستتوقفين عن القيام برقصة المطر |
Demek istediğim, babamı gerçekten de bir sebepten ötürü seçmiş olamazlar mı? | Open Subtitles | أعني ماذا لو أنّهم اختاروا والدي لسببٍ معيّن؟ |
Özür diliyorsun ama... - ...yanlış sebepten ötürü özür diliyorsun. | Open Subtitles | الآن أنّكِ تعتذرين لكنكِ تفعلين ذلك لأسباب خاطئة. |
Ve Hunter bir sürü sebepten ötürü seni fena benzetirdi. | Open Subtitles | و هانتر لو كان حيّا سيقوم بضربك لكثير من الأسباب |
İki sebepten ötürü bugünlerdeki sahip olduğumuz en iyi ekonomi haberidir. | TED | هذا من أفضل الأخبار الاقتصادية لدينا هذه الأيام وذلك لسببين رئيسيين. |
Oynama şansını elde etmiştim ama bir sebepten ötürü ilki kadar iyi değildi. | Open Subtitles | لجهاز بلي ستيشن 3 مع رسوم افضل أخيراً حصلت على فرصة للعبها ولسبب ما، لم تكن جيدة كما كانت سابقاً |
Barmen, bir sebepten ötürü ben bakamıyorum... nedenini de açıklayamam ama... | Open Subtitles | أيها الساقي, أنا لا أستطيع النظر لسبب ما لا أستطيع أن أخبرك به, لكن |
Bir sebepten ötürü herkesin tanıdığından daha iyi tanımaya başladım seni. | Open Subtitles | لسبب ما تسنى لي أن أعرفك أفضل مما يعرفك أي أحد آخر |
Bütün bu doku parçaları bir cerrah tarafından atılmış, sonra toplanmış ve senin bulacağın sebepten ötürü bunları ortalığa sermiş. | Open Subtitles | كل تلك القطع تم إزالتها على يد جراح تخلص منها, أنقذت ثم ظهرت في الفندق لسبب ما سأتركك للتفكير |
Yıllar önce sana güvenememiştim ve şimdi bir sebepten ötürü sen de bana güvenemiyorsun. | Open Subtitles | لم أثق بك قبل سنوات، والآن لسبب ما، لا تستطيعين إئتماني |
Bir sebepten ötürü tansiyonun beynine kan pompalanmasını izin vermeyecek bir seviyeye düştü. | Open Subtitles | لسبب ما,ضغط دمكِ هبط لمستوى لم يسمح لدمكِ ان يُضخ الى دماغك |
Bazı varlıklar zayıftır ama herhangi bir sebepten ötürü güçlü tarafından korundukları için hayatta kalırlar. | Open Subtitles | بعض المخلوقات ضِعاف، لكنّهم ينجون لأن الأقوياء يحمونهم، لسبب أو لآخر. |
- Ne yapıyorsak iyi bir sebepten ötürü yapıyoruz. | Open Subtitles | انه مهما فعله الشخص الاخر ذلك يكون لسبب وجيه |
Küçük bir kuşun dediğine göre, delice bir sebepten ötürü, yaraların yüzünden kendine güvenin azalmış. | Open Subtitles | عصفورة صغيرة أخبرتني لسبب مجنون أنك كنت تشعرين بالخجل من نفسك بشأن جروحك |
Sordum ama bir sebepten ötürü bu konudan bahsedemeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | حسناً، لقد سألتُ، لكنّها قالت أنّها لا تستطيع التحدّث عن ذلك لسببٍ ما. |
Bir sebepten ötürü bebeğe ihtiyacı olan bir suç ortağı olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أنّه كان لديه شريك احتاج الطفل لسببٍ ما. |
Baban kardeşinin kopyalama programı için kaçırılmasına tek bir sebepten ötürü izin vermiştir. | Open Subtitles | النسخ الأجنبية الإنسانية سمحت لأختك كي تختطف لأسباب ما |
Bunlar birçok sebepten ötürü harika olacak. | TED | ولذلك سيظل هذا المثال واقعيًا حتى إن تعددت الأسباب واختلفت. |
Bir sebepten ötürü tekrar göründü. | Open Subtitles | لقد عاد من اجل سبب ما |
Şu yengeçler buranın yerlisi ve bir sebepten ötürü susmamızı söylediklerini hissediyorum. | Open Subtitles | هذه السرطانات من السكان المحليين. وأشعر أنهم يريدونا أن نصمت لسببًا ما. |
Aslında, onlar bir sebepten ötürü finanse | TED | في الواقع،لقد مولوه من اجل ذلك السبب |