"sedyeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • النقالة
        
    • نقالة
        
    • النقّالة
        
    • جورني
        
    • تجلسَ على الطاولة
        
    • النقاله
        
    • نقّالة
        
    Zor kısmı ben halledeceğim. Adamı sedyeye koymama yardım et yeter. Open Subtitles أنا سأعتني في ما يحدث فقط ساعدني لحمله وضعه على النقالة
    Yürüyebilir misin? sedyeye alalım mı seni? Open Subtitles ،هل بإستطاعتك ان تمشي او تريد ان نستخدم النقالة
    Boynunu sarın, suratını temizleyin. Oturur vaziyette sedyeye koyun ve gözlerini de açın. Open Subtitles ضمـّد عنقه ونظـّف رأسه وضعه على النقالة بحيث يكون جالساً وافتح عينه
    sedyeye bagli halde etrafa çigliklar saçarken gelip seni kurtarmasini beklersin. Open Subtitles حسنا تركته يأخذك عندما كنت مربوطة هناك على نقالة تصرخين وتعولين.
    Yan taraflardan sabit tutmak ve sedyeye taşımak için... bize iki kişi lazım. Open Subtitles حسنا، نريد رجلين على الأطراف لتثبيتها بينما نضعها على النقّالة
    sedyeye ihtiyacım var. Open Subtitles أحتاج (جورني)
    sedyeye yatmaya ihtiyacın var gibi görünüyor. Open Subtitles الآن تبدو كانّه يجب عليكَ أن تجلسَ على الطاولة.
    Sophie, seni bu sedyeye bırakıyorum. Open Subtitles .صوفي, سوف أقوم بوضعك على هذه النقاله
    Kanamayı durdurduk. Seni sedyeye alacağız. Open Subtitles إستأصلنَا النزيف سنضعك على نقّالة
    Onu bir sedyeye koyup kurtarma aracına taşımayı başardık. Open Subtitles تمكنا من وضعها على النقالة ونقلها إلى سيارة الإنقاذ
    Elliott ringi sedyeye bağlanmış şekilde kırık bir çeneyle terk etmişti. Open Subtitles اليوت ترك على النقالة وجهه للارض و فكه مكسور
    Belki onu sedyeye yaslasak iyi olur. Open Subtitles ربما يجب أن نجعله يتكئ على النقالة
    Pekala. Onu hemen sedyeye almalıyız. Open Subtitles حسنا، سنحاول رفعه على النقالة بسرعة
    Geberdiğini biliyorum tamam mı, boğazını sarın ve kafasını temizleyin sonra da şu sedyeye yatırıp s*ktiğimin gözlerini açın. Open Subtitles ريتشي)، إنه ميت) - أعلم أنه ميت، حسناً؟ - ضمـّد عنقه ونظـّف رأسه وضعه على النقالة بحيث يكون جالساً
    sedyeye alıp hastaneye götürelim. Open Subtitles لنضعه على النقالة ونقله للعيادة
    - sedyeye yatırın. Open Subtitles ـ ضعها على النقالة ـ شريانها تعرض للقطع
    sedyeye ihtiyacımız var. Araba çarpmış, bir çocuk var. Open Subtitles نحتاج نقالة في الخارج فهناك طفل أظن حالته سيئة
    Tavsiyem onu bir sedyeye bağlamanız böylece sallandığında kayıp düşmez. Open Subtitles - يمكن ربطه في نقالة ثم وضعها بشكل عمودي
    Onu götürmek için sedyeye bile ihtiyacın yok. Open Subtitles إنك لست بحاجة إلى نقالة لتأخذها معك. أتعرف ذلك ؟ _ ماذا ؟
    Onu sedyeye taşımamda yardım et yeter. Open Subtitles أحتاج بعض المساعدة في حمله على النقّالة.
    DNA sedyeye transfer olmuştur. Open Subtitles انتقل الحمض النووي من خلال النقّالة
    sedyeye ihtiyacım var. Open Subtitles (أحتاج (جورني
    sedyeye gelmek ister misin? İyiyim.Ben Open Subtitles هل تود أن تجلسَ على الطاولة – أنا بخير , أنا –...
    sedyeye ihtiyacınız yok... Open Subtitles لن تحتاج النقاله فوق
    - sedyeye ihtiyacımız var Open Subtitles -نحتاج نقّالة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more