Her anımı hastalığın semptomlarının başlamasını bekleyerek yaşadım. | TED | لقد عشت كل لحظة وأنا أتوقع ظهور أعراض المرض. |
EKT, depresyon semptomlarının azalmasını sağlayan hormon akışını da canlandırır. | TED | ينشّط هذا العلاج أيضاً تدفق الهرمونات والتي تساعد على تخفيف أعراض الاكتئاب. |
En önemlisi, semptomlarının hiç biri alerjik bir reaksiyona benzemiyor. | Open Subtitles | و الأهم من ذلك، لم تظهر لديه أية أعراض مشابهة لرد فعل تحسسي |
Anormal büyümüş sinir hücre topluluğu hastanın bütün semptomlarının sebebi olabilir. | Open Subtitles | نمو غير طبيعي للأعصاب قد يسبب كلَّ أعراض المريضة |
Hastamızın semptomlarının bazıları fizyolojik olabilir ve bazıları da psikolojik olabilir. | Open Subtitles | بعض أعراض المريض تبدو جسدية والبعض الآخر تبدو نفسية |
Hastamızın semptomlarının bazıları psikolojik olabilir ve bazıları da psikolojik olabilir. | Open Subtitles | بعض أعراض المريض تبدو جسدية والبعض الآخر تبدو نفسية |
Bunu bilemeyiz. Bildiğimiz tek şey bu insanların semptomlarının kontrol edilmesi gerektiği. | Open Subtitles | لا نوقن من ذلك، بل نوقن أن أعراض المرضى تحتاج للإحتواء |
semptomlarının %90 iyileştiğini söyledi. | TED | وقالت لنا أن أعراض مرضها تحسنت بنسبة 90% |
Bütün semptomlarının gerçek olduğunu farz edelim. | Open Subtitles | لنفترض أن جميع أعراضه ، أعراض حقيقية |
Bütün semptomlarının gerçek olduğunu farz edelim. | Open Subtitles | لنفترض أن جميع أعراضه ، أعراض حقيقية |
Şimdi size göstereceğim ilk örnek, Parkinson hastası ve Parkinson hastalısı olan bu bayanın beyninde bu elektrodlardan var ve size göstereceğim şey elekrodlar kapalıyken onda Parkinson semptomlarının olduğu ve şimdi elektrotları açıyoruz. | TED | الآن المثال الأول الذي أريد أن أريكم إياه هو مريضة بمرض الباركنسون و هذه السيدة لديها مرض الباركنسون و لديها هذه الأقطاب في دماغها و سوف أريكم حالتها عندما تكون الأقطاب مطفأة و تبدو عليها أعراض الباركنسون و عندما نشغلها |
Sınırlar önemli, çünkü enfeksiyon riski altında olabilecek bölgelerden gelen insanlara ya yazılı bir anlayış ya da sözlü bir bilgilendirme sağlayabilir, enfekte olduklarını düşünüyorlarsa bu enfeksiyonun belirti ve semptomlarının neler olduğu bilgisini sağlayabilirsiniz. | TED | تمثل الحدود أهمية لأنه يمكنكم توفير القدوم للأشخاص من المناطق التي قد تكون في خطر من وجود إصابات لديها، تقديم المعرفة لهم، سواء من خلال المعرفة المطبوعة أو المعرفة الشفوية، لما هي علامات أو أعراض هذه العدوى، وما يتعين عليهم القيام به إذا شعروا أن عدوى المرض انتقلت إليهم. |
Haydi, uyuşturucuyu bırakma semptomlarının üstünü çizelim. | Open Subtitles | لنبدأ حذف أعراض خروج المخدرات |
Ülkenin en iyi sinirbilimcilerinden birine kızların semptomlarının nedeninin T.C.E. olduğuna dair tanıklık ettirirsem, davayı çok rahat kazanırım. | Open Subtitles | إن تمكنّت من جعل واحدٍ من أعظم علماء الأعصاب بالبلاد أن يشهد بأنّ "تي سي إي" قد سبّب أعراض . هذه الفتيات، فلربما أربح الدعوى |
Ülkenin en iyi sinirbilimcilerinden birine kızların semptomlarının nedeninin T.C.E. olduğuna dair tanıklık ettirirsem, davayı çok rahat kazanırım. | Open Subtitles | إن تمكنّت من جعل واحدٍ من أعظم علماء الأعصاب بالبلاد أن يشهد بأنّ "تي سي إي" قد سبّب أعراض . هذه الفتيات، فلربما أربح الدعوى |
Babamla Beels' in semptomlarının aynısı var. | Open Subtitles | لديها نفس أعراض أبي و(بيلز) |