"semptomu" - Translation from Turkish to Arabic

    • أعراض
        
    • عارض
        
    • العارضين
        
    • اعراض
        
    • عارضا
        
    İlki, altta yatan başka bir hastalık veya rahatsızlığın semptomu değil; rahatsızlığın kendisi. TED الأول ليست له أعراض مرض أساسي أو إصابة أو حالة؛ هُو بذاته الحالة.
    Çünkü bunun için bir sebep yoktu. Bağırsaklarla ilgili bir semptomu yoktu. Open Subtitles لٔانه لم يكن هناك داع لم يعانِ من أية أعراض في أحشائه
    Altı farklı nedenden oluşan altı farklı semptomu da olsa şaşırmazdım. Open Subtitles ولن أتفاجئ أن ظهرت لديه ستة أعراض مختلفة لستة أسباب مختلفة
    Halsizlik, gerçekten olmayan bir hastalığın olduğunu düşünmenin bir semptomu ve uyuşukluk da halsizlikle eşanlamlı. Open Subtitles التعب هو عارض من التفكير انك مصاب بمرض لست مصابة به والكسل هو مرادف للتعب
    Biraz daha yardıma ihtiyacım var. Hastamın yeni bir semptomu var. Open Subtitles احتاج للمزيد من المساعدة مريضتي لديها عارض جديد
    - Karısı hastanın her iki semptomu bir yıldır gösterdiğini söylediği için. Open Subtitles قالت انه اظهر العارضين لسنة لم يضربها من قبل
    Beyin semptomları beyin semptomu değil bir görünüp bir kaybolan tümörleri var. Open Subtitles قبل ان نبدأ بالعلاج الكيماوي اعراض دماغية ليست باعراض دماغية
    Beyin semptomu olmasına rağmen henüz beyninde bir şey göremedik. Open Subtitles أعراض بالدماغ,ولكن لا يبدو ان هناك شيء خاطئ في دماغه
    Bu durum aşağıdakileri içeren bir dizi semptomu kapsar: Artmış kan şekeri, artmış bel çevresi ve yüksek tansiyon. TED و التي تنتج عنها أعراض عديدة من بينها إرتفاع السكر في الدم و التي ترفع محيط الخصر و إرتفاع ضغط الدم
    Hastada herhangi bir deri semptomu yok ve çoktan kanser olasılığını da eledik. Open Subtitles مريضنا ليست لديه أية أعراض جلدية و استبعدنا السرطان بالفعل
    Kısırlık için aldığınız tedavilerin bir semptomu olmasıda olası. Open Subtitles يمكن أيضاً أن يكون أحد أعراض أدوية الخصوبة
    Bütün gece görsel bir semptomu ya da nöbeti olmadı. Open Subtitles لقد مرّت الليلة بطولها دون أن يعاني من اختلاج، أو أعراض بصرية
    Aslında, hiçbir semptomu hafife almamalısınız. Open Subtitles في الحقيقة، لا يجب أن تستهين بأيّة أعراض
    Eğer doğru formüllediysem kriz semptomu göstermeyeceksin. Open Subtitles حسنا ، إذا كنت صنعت المصل بطريقة صحيحة فلن يكون هناك أعراض
    Tek yaptığımız, yeni bir semptomu açığa çıkartmak oldu. Open Subtitles كل ما قمنا به هو الكشف عن عارض جديد
    Bir semptomu ya da başka bir şeyi gözden kaçırmışızdır belki diye inceliyordum. Open Subtitles كنت أتسائل ان تغاضينا عن عارض ما او شيء
    Dikkat eksikliği olmayan bir adamdaki dikkat eksikliği bir şeylerin semptomu olmalı. Open Subtitles نقص في الانتباه في رجل ليس لديه اي نقص في الانتباه لا بد انه عارض لأمر ما انت محقة انا أظن اما ان يكون ورما عملاقا بالدماغ
    Distal özefagus rüptürü bacaklarında kompartman sendromuna neden olabilir, iki semptomu da açıklar. Open Subtitles تمزق قاصي للمريء قد يتسبب بمتلازمة الحيز في فخذه تفسر كلا العارضين
    Amiloidoz. İki semptomu da açıklar. Open Subtitles داء النشوانيّة يفسّر كِلا العارضين
    Kas semptomu yok ve idrarda miyoglobin yok. Open Subtitles بدون اعراض عضلية و البول لا يحتوي على ميوغلوبين
    Ölmeden 2- 3 gün önce, iştahları aniden kesilmiş ve dehidratasyon semptomu gözlenmiş. Open Subtitles وقبل يومين او ثلاثة من الوفاة , لا يكون لديهم شهية مطلقا ولكن تظهر عليهم اعراض الجفاف
    Yani hepiniz yeni semptomu görmezden gelmek mi istiyorsunuz? Open Subtitles انه ليس داء جريف لأن ذلك ليس عارضا على الاطلاق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more