| Bunu kasasında bulduk. İlk gören sen olmak istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | وجدنا هذا في خزانته, أعتقدت أنه ينبغي أن تكون أنت أول من يطلع عليه |
| sen olmak zorunda değil. Evet, ama benim kötü fikrim. | Open Subtitles | ليس من المفترض أن تكون أنت نعم, حسنا أنها فكرتي السيئة |
| O yüzden bu akşam kendim olmak değil sen olmak istiyorum. | Open Subtitles | لذا لا أريدُ أن أكونَ ...نفسي هذه الليلة. أريدُ أن أكون أنتِ |
| Başka bir terapist göremem, sen olmak zorundasın. | Open Subtitles | لا يمكننى رؤية معالج متخصص يجب أن يكون أنت |
| Evet ama savunan sen olmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | نعم، ولكن ليس عليك أن تكون الذي يقوم بذلك |
| Özellikle de sen olmak istemiyorum. | Open Subtitles | بالأحرى، لا أُريدُ أن أكون أنت |
| sen olmak istiyordum. | Open Subtitles | أردت أن أكون مثلكِ. |
| Bir günlüğüne sen olmak ve sanatı, sanatçı olmayan gözlerden görmek benim için zevkli ve neşeliydi. | Open Subtitles | -كان من دواعي سروري وابتهاجي أن أكون مكانك ليوم واحد وأن أرى الفن من خلال عيون غير الفنانين. |
| Onlara verecek kişi sen olmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس عليكي ان تكوني الشخص الذي يعطيهم إياه |
| # Eğer sen olmak istiyorsan, sen olmak # | Open Subtitles | إذا أردت أن تكون أنت فكن أنت |
| # Ve eğer sen olmak istiyorsan, ol # | Open Subtitles | إذا أردت أن تكون أنت فكن أنت |
| Neden hep sen olmak zorundasın? | Open Subtitles | لماذا تكون أنت دائما؟ |
| Ve bu kişi sen olmak zorundasın. | Open Subtitles | وتحتّم أن تكون أنت الدعم. |
| - Seni öldürmenin en güzel yanı artık sen olmak zorunda olmamam. | Open Subtitles | -الجزء الأفضل حول قتلك هو أني لن أضطر لأن أكون أنتِ بعد الآن. |
| sen olmak yani. Gerçi başta öyle değildi. | Open Subtitles | أن أكون أنتِ أعني، ليس في البداية |
| Neden sen olmak zorundasın Jim? | Open Subtitles | لم يجب أن يكون أنت يا "جيم " ؟ |
| Değil. Bu sen olmak zorunda değildir. | Open Subtitles | ليس أنت لا يجب أن يكون أنت |
| sen olmak istemiyorsun sen olmak | Open Subtitles | أنت لا تُريدُ أن تكون الذي |